Bugün takvimler 15 Temmuz’u gösteriyor. Bundan tam 9 yıl önce, 2016 yılında, karanlık bir gece yaşadık. Milletimizin iradesini, demokrasimizi, bağımsızlığımızı hedef alan, kanla yazılmış bir destanın başlangıcıydı o gece. Tankların sokaklarda, uçakların gökyüzünde, kurşunların masum bedenlerde gezdiği o utanç gecesi, aslında bir milletin yeniden dirilişine sahne oldu.
O gece sadece bir darbe girişimi değildi. Aynı zamanda kardeşin kardeşe doğrulttuğu namlunun, komutanla erin birbirine düştüğü, vatandaşla askerin karşı karşıya geldiği utanç verici bir bölünme çabasıydı. Ama millet, aklıselimle, cesaretle ve imanla ayağa kalktı. Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla meydanlara inen milyonlarca insan, o gecenin seyrini değiştirdi.
O gece; vatan sevgisinin, millet iradesinin ve bayrak uğruna can verenlerin gecesiydi. Genci yaşlısı, kadını erkeği demeden herkes tek yürek oldu. Ellerinde sadece bayrakları, gönüllerinde sadece vatan aşkı olan insanlar, tankların önüne yattı, silahların karşısına dikildi. Bu millet, ezan susturulmasın, bayrak inmesin, vatan bölünmesin diye gövdesini siper etti.
Türkiye, 15 Temmuz’da sadece bir darbe girişimini değil, aynı zamanda çok daha büyük bir bölünmeyi, iç savaşı ve felaketi de engelledi. Demokrasiye, özgürlüğe, geleceğe sahip çıkıldı. Şehitlerimiz oldu, canlarımız yandı, ama milletimiz diz çökmedi.
Bugün 15 Temmuz’un yıldönümü… Unutmadık, unutmayacağız. Çünkü 15 Temmuz, sadece bir tarih değil; bir milletin iradesini, birlik ruhunu ve bağımsızlık kararlılığını simgeliyor. Şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyoruz.
Bu topraklarda bir daha asla darbe kelimesinin telaffuz edilmemesi için, her bireyin hafızasında bu acının ve kahramanlığın izi olmalı. Çünkü unutulan tarih, tekrar eder.
Milletimizin birliğine, devletimizin bekasına ve demokrasimize sahip çıkmaya devam edeceğiz. Çünkü biz, 15 Temmuz gecesi birbirimize daha çok sarıldık. O gece, bir millet yeniden ayağa kalktı.