“Kişilerin huzur ve sükununu bozma” kapsamında değerlendirilen olay, emsal karar niteliği taşıyor.
Husumetli komşular arasında gerginlik
Antalya’da yaşayan bir kişi, komşularıyla yaşadığı sorunların ardından başka bir adrese taşındı. Ancak taşınmadan sonra da taraflar arasındaki husumet bitmedi. Olay günü gece saatlerinde eski komşusunun evine giden sanık, apartman ziline basıp kaçtı.
Eski komşu, bu durumdan rahatsızlık duyduğunu belirterek şikayetçi oldu. Şikayet üzerine başlatılan soruşturma sonucunda sanık hakkında dava açıldı.
Mahkeme 3 ay hapis cezası verdi
Antalya 24. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada sanık, Türk Ceza Kanunu’nun 123. maddesinde düzenlenen “kişilerin huzur ve sükununu bozma” suçundan hakim karşısına çıktı.
Sanık, atılı suçu işlemediğini ve aleyhine tanık ya da somut delil bulunmadığını savundu. Ancak mahkeme, toplanan deliller doğrultusunda sanığın suçu işlediğine kanaat getirerek 3 ay hapis cezasına hükmetti.
Yargıtay cezayı hukuka uygun buldu
Sanık, kararı temyiz ederek dosyayı Yargıtay’a taşıdı. İncelemeyi yapan Yargıtay 12. Ceza Dairesi, sanığın mahkumiyet kararını hukuka uygun buldu ve oy birliğiyle cezayı onadı.
Dairenin gerekçesinde şu ifadeler yer aldı:
“Toplanan deliller kapsamında atılı suçun sanık tarafından işlendiği sabittir. Mahkemece eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımlar doğru biçimde belirlenmiştir. Bu nedenle temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.”
Emsal niteliğinde karar
Karar, komşular arasında yaşanan huzur bozucu eylemlerle ilgili açılacak davalar açısından emsal nitelik taşıyor. Hukukçular, bu tür olayların basit bir “şaka” veya “küçük taciz” olarak görülmemesi gerektiğini, ceza kanununda karşılığının bulunduğunu hatırlatıyor.
