Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın katıldığı törenle açılan 20 bin ton kapasiteli tam otomasyonlu tesis, bölge çiftçisinin ürünlerini güvenli ve hijyenik koşullarda muhafaza etmesini sağlayacak. Bu yatırım, Tiryaki LİDAŞ’ın Türkiye genelindeki depolama kapasitesini 194.150 tona yükseltti. Tam otomasyonla donatılan depo, buğday başta olmak üzere birçok ürün için hijyenik ve güvenli depolama imkânı sağlaması öngörülüyor.
Tiryaki Agro Holding’e bağlı şirketlerden Tiryaki Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk A.Ş. (Tiryaki LİDAŞ), lisanslı depoculuk yatırımlarına devam ediyor. Şirketin Muş’ta inşa ettiği 20 bin ton kapasiteli yeni lisanslı depo, 31 Mayıs 2025 tarihinde düzenlenen törenle hizmete girdi. Açılışa Tarım ve Orman Bakanı Sayın İbrahim Yumaklı, Muş Valisi Sayın Avni Çakır ve Tiryaki Agro Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu katılım sağladı.
Lisanslı Depoculuk Üreticiyi Koruyor
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı törende yaptığı konuşmada, lisanslı depoculuğun üreticiyi koruyan bir sistem olduğunu belirterek, “Bu verimli topraklarda üreticilerimizin ürettiği hububat ve benzeri ürünlerin de lisanslı depolarda depolanması ve elektronik ürün sistemi üzerinden satılabilmesi sistematiği de üreticilerimiz açısından son derece önemli. Eğer bir üretici lisanslı depoya ürününü koymuşsa onu kullanabilir, satabilir ve tarımsal kredileri alabilir. Sektörümüze rekabet avantajı katan bu tür projelerin hayata geçirilmesinde, tuğlada taşı olan herkese teşekkür ediyorum. Bu tesisin hayırlara vesile olmasını diliyorum.” şeklinde konuştu.
Akıllı Sulama ve Ar-Ge ile Tarımsal Dönüşüm
Tiryaki’nin Muş’taki Alparslan Tarım İşletmesi’nde, yapay zekâlı akıllı sulama sistemi kullanarak 60 dönüm arazide tohum üretimi yaptığını vurgulayan Bakan Yumaklı, “Tohumda söz sahibi ilk 10 ülke arasındayız. Bu son derece önemli. Tohumda Ar-Ge çalışmalarını öncelikleri arasın alan Yıldız Bitkisel Ürünler ve benzer bütün kurumlara teşekkür ediyorum.” dedi.
Bölge Ekonomisine Canlılık Katacak
Muş Valisi Avni Çakır yeni tesisin bölge tarımı ve ekonomisine katkı sağlayacağını belirterek, “Muş'ta yaklaşık 550 bin ton civarında hububat üretiliyor. Elbette bu hububatın piyasaya sürülmesi sürecinde depolanması ve ihtiyaç olduğunda piyasaya sürülmesi çok önemli. Bu konuda yerlerde depolama yapıyorduk. Devletimizin de bu konuda teşvikleriyle lisanslı depoculuk faaliyetleri ilimizde de çok ciddi anlamda artmaya başladı. Bugün Tiryakioğlu ailesinin deposunu açıyoruz. Tesisin, Ar-Ge ve zirai faaliyetlerin, ilimiz tarımına, ülkemiz ekonomisine ve Yıldız Alparslan Tarım İşletmesi'ne hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum." ifadelerini kullandı.
Türkiye’de Bir İlk
Açılışta konuşan Tiryaki Agro Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu şu şekilde konuştu: “Bu yeni lisanslı depoculuk yatırımını sayın Bakanımızın katılımıyla açmaktan onur duyuyoruz. Tüm bu çabamız, sadece Muş’ta değil, Türk tarımında kalıcı ve dönüştürücü bir etki yaratmak içindir. Burada 65 bin dönümlük arazinin 60 bin dönümünde ekim gerçekleştiriyoruz. Bugüne kadar 13 bin dekarda akıllı sulama sistemi kurduk, 33 bin dönümlük alanda ise sulama altyapısını tamamladık. Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek yapay zekâlı sulama sistemini hayata geçirdik. Uydu, sensör ve meteorolojik verilerle desteklenen bu su yönetim sistemi sayesinde yüzde 30’a kadar su tasarrufu sağlarken, yüzde 70’e kadar verim artışı hedefliyoruz. 2035 yılına kadar tüm ekilebilir alanları bu sisteme geçirmek için planlamamızı tamamladık. Aynı zamanda sürdürülebilir tarım konusunda da önemli adımlar atıyoruz. Emisyon azaltımı, karbon ayak izinin düşürülmesi ve pestisit ile kimyasal kullanımını yüzde 30 azaltma hedefimiz var. Rejeneratif tarım uygulamasına da burada başladık. Örtü bitkileri, minimum toprak işleme ve toprağa saygı ilkeleriyle çalışıyor; bu modeli geliştirmek üzere ilerliyoruz.”
“600 Kişiye Doğrudan Sistem Sağlamaktayız”
Tiryakioğlu, “Bu bölgedeki çalışmalarımız aynı zamanda bir Ar-Ge modeli üzerine kurulu. 50 bin metrekarelik bir alanı üniversiteler ve araştırma kurumlarına tahsis ettik. TÜBİTAK projelerine katkı sunuyoruz. Dron teknolojisiyle pestisit uygulamaları, gübreleme ve küçük tohum ekimi gerçekleştiriyoruz. Misyonumuz, bilimle tarımı birleştirmek; tabiri caizse bir akademi gibi çalışıyoruz. İstihdamda da bölgeye katkı sağlıyoruz. Yaklaşık 600 kişiye doğrudan sistem sağlamaktayız ve çalışanlarımızın yüzde 75’i Muşlu. Yerel çiftçilerle sözleşmeli üretim modeliyle iş birliği yapıyor, yılda birkaç kez 250-300 kişiye eğitim veriyoruz. Bugüne kadar 4 bin çiftçiye destek sunduk. Orta ve uzun vadede burayı bir tarım akademisine dönüştürme hedefimiz var.” dedi.
Türkiye’nin İlk Özel Sektör Lisanslı Depoculuk Şirketi
2012 yılında faaliyete geçen Tiryaki LİDAŞ, Türkiye’de özel sektör tarafından kurulan ilk lisanslı depoculuk şirketi olma özelliğine sahip. Kurulduğu günden bu yana lisanslı depoculuk sisteminin gelişmesine öncülük eden şirket, bölgesel yatırımlarıyla tarımsal lojistik altyapıyı güçlendirmekte. Yeni tesisin devreye girmesiyle Tiryaki LİDAŞ’ın Türkiye genelindeki toplam kuruluş kapasitesi 174.150 tondan 194.150 tona yükseldi. Tiryaki Agro, Balıkesir, Çorum, Gaziantep ve Mersin’deki mevcut lisanslı depolarına Muş’u da ekleyerek, beş şehirde faaliyet gösteren güçlü bir depoculuk ağına çıktı.
El Değmeden Aktarılıyor
Merkezi Gaziantep’te bulunan Tiryaki LİDAŞ’ın Muş’taki yeni tesisi, 20.000 ton buğday depolama kapasitesine uygun şekilde yapıldı. Tiryaki LİDAŞ’ın diğer tesislerinde olduğu gibi burada da tam otomasyona dayalı sistemler kullanılıyor. Ürünler, el değmeden ve üstten dolum yöntemiyle silolara aktarılıyor. Bu sayede hem hijyen hem de operasyonel verimlilik en üst seviyede.
Kırsal Kalkınmayı Destekliyor
Lisanslı depoculuk sistemi, çiftçilere ürünlerini güvenli bir ortamda depolama, ürün senediyle teminat göstererek finansmana erişim sağlama gibi önemli avantajlar sağlıyor. Kayıtlı tarımı teşvik eden bu sistem hem kırsal kalkınmayı destekliyor hem de tarımsal piyasaların istikrarını yükselttiği gözlemleniyor. Muş’ta hizmete giren yeni tesis, başta hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar olmak üzere birçok ürünün uzun süre kalite kaybı olmadan muhafaza edilmesini sağlayacak. Böylece hem bölge çiftçisinin rekabet gücü artacak hem de Türkiye’nin tarımsal ürün arz güvenliği yükseltilecek.
