Soluduğumuz Hava Sağlığımızı Tehdit Ediyor

Şehirleşme, sanayileşme ve fosil yakıt kullanımındaki artış, hava kirliliğini kritik boyutlara taşıdı. Dr. Nurten Elkin, İstanbul’daki hava kalitesine ilişkin yaptığı açıklamada, “Bugün şehirlerimizde soluduğumuz hava, çoğu zaman görünmeyen ama son derece zararlı partiküllerle dolu” dedi.
Trafik, enerji üretimi, sanayi ve orman yangınları gibi insan kaynaklı emisyonlar; havada kükürtdioksit (SO₂), azot dioksit (NO₂), karbonmonoksit (CO) ve partikül madde (PM10, PM2.5) birikimine yol açıyor. Bu maddeler, solunum yolları başta olmak üzere kalp ve damar sistemine doğrudan zarar veriyor.

DSÖ: Hava Kirliliği, Ölüm Nedenlerinde Üçüncü Sırada

Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, hava kirliliği hipertansiyon ve tütün kullanımından sonra bulaşıcı olmayan hastalıklara bağlı ölümlerde üçüncü sırada yer alıyor. Türkiye’de hava kirliliği nedeniyle her yıl on binlerce kişi hayatını kaybediyor, ekonomik kayıp ise 138 milyar doları buluyor.
Temiz Hava Hakkı Platformu’nun Kara Raporu’na göre, KOAH’a bağlı ölümlerin %41,3’ü, kalp hastalıklarına bağlı ölümlerin %27,7’si ve inme kaynaklı ölümlerin %27,4’ü hava kirliliğiyle ilişkili. Ayrıca demans riski %8 artıyor.

Tüm Vücut Etkileniyor: Kalp Krizi, Felç, Diyabet…

Dr. Elkin, hava kirliliğinin yalnızca akciğerleri değil, kalp, damar, beyin ve bağışıklık sistemi dahil tüm organları etkilediğini belirtti. “Uzun süre kirli havaya maruz kalmak; kalp krizi, felç, kalp yetmezliği gibi ciddi hastalıkların görülme riskini artırıyor” dedi.
Ayrıca hava kirliliği; Tip 2 diyabet, obezite, Alzheimer ve depresyon gibi hastalıklarla da ilişkilendiriliyor. DSÖ raporlarına göre, kirli havaya uzun süre maruz kalan bireylerde “beyin sisi” olarak tanımlanan unutkanlık, dikkat dağınıklığı ve zihinsel yorgunluk gibi belirtiler daha sık görülüyor.

10 dakikada kalp dostu kahvaltı tarifi
10 dakikada kalp dostu kahvaltı tarifi
İçeriği Görüntüle

En Savunmasızlar: Çocuklar, Yaşlılar ve Kronik Hastalar

Hava kirliliği herkesi etkiliyor ancak bebekler, küçük çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan bireyler en riskli gruplar arasında yer alıyor. Çocukların gelişim sürecindeki organları kirli havadan daha fazla etkileniyor. Anne karnındaki bebek bile annenin soluduğu hava kalitesine bağlı olarak zarar görebiliyor.
Yaşlı bireylerde ise bağışıklık tepkileri zayıflıyor, organların temizleme kapasitesi azalıyor. Bu durum, özellikle kalp-damar ve solunum hastalıklarına sahip yaşlılarda ölüm riskini artırıyor.

Kaynak: İHA