Uzmanlar, Erzincan’daki altın madeninin nehirle olan yakınlığının riskli olduğunu ve bu mesafede bir işletmenin tehlikeli olabileceğine dikkat çekmişlerdi. Ancak, hükümet yetkilileri ilk açıklamalarında sızıntı tehlikesinin olmadığını belirttiler. Bu durum, madenin çevresel etkileri ve güvenlik endişeleriyle ilgili kamuoyunda geniş tartışmalara yol açtı. Peki siyanür altın madenciliğinde neden kullanılıyor?

Siyanür, ilk defa 19. yüzyılın sonlarında altın madenciliğinde kullanıldı. Türkiye'de siyanürlü altın madenciliği ise 2001 yılında Bergama Ovacık madeninin açılmasıyla birlikte gündeme geldi. Altın Madencileri Derneği'ne göre, bu süre zarfında Bergama'da 33 ton altın çıkarıldı ve bu da 2 milyar dolarlık bir ekonomik getiri sağladı. Ancak, Bergama köylülerinin süregelen mücadelesiyle gündemde kalan siyanürlü madencilik, çevresel etkileri nedeniyle sık sık tartışmalara yol açıyor. Ülke genelinde ise bugün 20'ye yakın işletme bu yöntemi kullanarak altın madenciliği yapıyor.

Siyanürlü altın madenciliği, ekonomik faydalarıyla beraber çevresel riskleri de beraberinde getiriyor. Sızıntılar, atıkların bertarafı ve su kirliliği gibi endişe verici sonuçlar, bu madencilik yönteminin sürdürülebilirliği konusunda şüpheleri artırıyor. Bergama'daki örnekte olduğu gibi, köylülerin ve çevre aktivistlerinin direnişi, siyanürlü madencilik uygulamalarının toplumsal kabulüne meydan okuyor ve sık sık hukuki mücadelelere dönüşüyor.

Osmaniye'de şimşekler, gökyüzünü aydınlattı Osmaniye'de şimşekler, gökyüzünü aydınlattı

Türkiye'nin genelinde siyanürlü altın madenciliği endüstrisinin büyümesiyle birlikte, çevresel endişeler ve toplumsal muhalefet de artmaya devam ediyor. Hükümetin, bu endüstriyi denetleme ve çevresel etkilerini minimize etme konusunda daha sıkı önlemler alması gerektiği yönündeki çağrılar da giderek artıyor. Sonuç olarak, siyanürlü altın madenciliğiyle ilgili tartışmalar ve çevresel endişeler, Türkiye'nin maden politikaları ve çevre koruma çabaları üzerinde önemli bir etkiye sahip olmaya devam edecek gibi görünüyor.

SİYANÜR NASIL KULLANILIYOR?

Altın, bazı durumlarda çıkarılan kayaçların arasında gözle görülür büyüklükte bulunabilir ve bu durumda siyanür kullanmadan ayrıştırılabilir. Ancak, düşük maden potansiyeline sahip yataklarda altın çıkarılması için genellikle siyanür kullanılır. Örneğin, Çanakkale'nin Kirazlı ilçesindeki madende, bu yöntemle bir ton topraktan bir grama yakın altın çıkarılabilmektedir.

Siyanür liçi (leaching), madenin bulunduğu düşünülen toprak parçacıklarının küçük parçalara ayrıldığı bir yöntemdir. Madencilik sürecinde kayaçtan elde edilen cevher siyanürlenir ve içindeki altın ayrıştırıldıktan sonra geriye kalan siyanürlü atıklar su ile arındırılır ve atık havuzunda depolanır. Bu işlem, açık ya da kapalı ortamlarda yapılabilir ve genellikle yaklaşık iki ay sürebilir.

Dünya genelinde altın üretiminin yaklaşık yüzde 85'inde siyanür kullanıldığı bilinmektedir. Altın Madencileri Derneği, siyanürün madencilikte kullanılmasını savunmakta ve en etkili ve ekonomik yöntem olduğunu belirtmektedir. Ancak, siyanürlü madencilik uygulamaları, çevresel etkileri ve toplumsal endişeler nedeniyle sık sık tartışmalara konu olmaktadır.