Sosyal medya hesabından değerlendirmelerde bulunan Tayyar, özellikle derin yoksulluk ve dar gelirli kesimin yaşadığı kronik sorunlara dikkat çekti.
“Derin yoksulluk ve ekonomik güçlükler öncelik olmalı”
Tayyar, ekonomik tablonun toplumdaki etkilerini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Başta derin yoksulluk, ekonomik güçlükler, dar ve sabit gelirlilerin kronik sorunları olmak üzere reel gündeme dönülmelidir. Toplumun beklentileri artık ertelenemez hâle gelmiştir.”
“Siyaset hukuki süreçlerin gölgesinde sıkışmamalı”
İBB iddianamesi üzerinden yaşanan tartışmalara da değinen Tayyar, konunun yargının alanı olduğunu belirterek siyasetçilerin bu tartışmayı derinleştirmemesi gerektiğini vurguladı:
“İddianame mahkemenin gündemindedir. Tamamen reddiyeci ya da tamamen kabullenici, toptancı bir tavrın kimseye fayda sağlamayacağı kanaatindeyim. Hukuki değil siyasi mülahazalarla yürütülecek kavga çözüm üretmez.”
“ANAP–DYP örneği gibi taraflar birbirini aşağı çekebilir”
Tayyar, siyasette uçların çatışmasının riskine dikkat çekerek, “Siyasetin bu iki uç arasında sıkışması hâlinde ANAP/DYP örneğinde olduğu gibi tarafların birbirini aşağıya çekeceğini düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.
“Toplumdan uzaklaşan siyaset umut olamaz”
Tayyar, siyaset kurumunun toplumsal beklentilerin gerisine düşmesinin ciddi sonuçları olacağını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Taraflar birbirini yaralasa veya biri diğerini nakavt etse bile, toplumla mesafe açıldıkça umut olmaktan uzaklaşır. Siyaset kurumu kendi rotasını toplumun ihtiyaçlarına göre belirlemelidir.”
“Krizler kendi çözümünü üretir”
Tayyar son olarak, siyasetin gerçek sorunları ele almadığı her dönemde ortaya yeni krizlerin çıkacağını belirterek, “Toplumun sorunları görmezden gelindikçe krizler kendi çözümünü üretir” ifadelerini kullandı.




