Ramazan ayının ibadet dışında kişilerde ruhen bir rahatlama sağladığı da kaçınılmaz bir gerçektir. Bir ay boyunca oruç tutup nefsimizi terbiye ederken aynı zamanda ruhumuzu da dinginleştirmekteyiz.
Oruç tutmak, insanlara yeme içme gibi temel ihtiyaçlarına karşı sabretmeyi öğretir. Sabahın erken saatlerinden akşam geç saatlere kadar açlık ve susuzluğa katlanmak, sabır ve iradeyi güçlendirir, Oruç tutarken kişiler, açlık ve susuzluk gibi fiziksel zorluklarla başa çıkmayı öğrenirler. Bu süreçte duygusal kontrolü geliştirme fırsatı bulurlar. Ani öfke veya huzursuzluk hissi gibi duygusal tepkilerle başa çıkmayı öğrenirler.
Oruç tutmak, açlık ve susuzluğun insanların yaşadığı gerçek bir deneyimdir. Bu deneyim, insanları başkalarının acılarını ve ihtiyaçlarını daha iyi anlamaya teşvik eder ve empati duygusunu arttırır bununla birlikte oruç tutarken insanlar, gün içindeki zamanlarını daha verimli bir şekilde kullanmayı öğrenirler. İftara kadar olan süreyi ibadet, dua, okuma veya dinlenme gibi faydalı aktivitelerle değerlendirmeyi öğrenirler. İbadetler kişinin benliğini geliştirmesinde, problemlerle başa çıkmasında, zorluklarla mücadele etmesinde oldukça büyük önem taşımaktadır. Ramazan, oruçla birlikte toplumla kaynaşmayı, birlikteliği, kısacası iftar sofralarında kişinin sosyalleşmesine katkıda bulunacaktır. Ramazan sayesinde kişinin kendisini denetleme sistemi etkin olacaktır.
Oruç tutmak, insanlara belirli bir hedefe odaklanmayı ve ona ulaşmak için çaba sarf etmeyi öğretir. Açlık ve susuzluk gibi zorlukları aşmak için kararlılık ve azim gerektirir. Oruç tutmak, kişilere kendilerini aşma yeteneği ve başarı hissi verir. Bu da genel olarak morale ve ruhsal sağlığa olumlu bir etki yapar. HABER MERKEZİ