CHP Gaziantep Milletvekili Melih Meriç, Türkiye genelindeki cezaevlerinde yaşanan aşırı doluluğa dikkat çekerek mevcut tabloyu “Cumhuriyet tarihinin en ağır adalet çöküşü” olarak tanımladı. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün son verilerine göre, Türkiye genelinde 273 kapalı, 99 açık, 12 kadın kapalı, 8 kadın açık, 9 çocuk kapalı ve 4 çocuk eğitimevi olmak üzere toplam 405 ceza infaz kurumu bulunuyor. Ancak bu kurumların toplam kapasitesi 301 bin 397 olmasına rağmen, cezaevlerindeki mahpus sayısı 490 bini aştı.
Cezaevlerinde Nefes Alacak Hava Kalmadı
CHP’li Meriç, cezaevlerindeki doluluk oranının insanlık sınırlarını aştığını belirterek, “Cezaevleri artık adaletin değil, adaletsizliğin yansıması haline geldi. 300 bin kapasiteli cezaevlerinde 400 bini aşkın insan var. 100 bini yerlerde yatıyor. Adil olmayan yargılamalar, ölçüsüz cezalar, veril(e)meyen denetimli serbestlikler, ertelenen şartlı tahliyeler... Cezaevleri doldukça doluyor ama vicdan boşalıyor.” ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanlığı’nın 1 Eylül 2025 verilerine göre, Türkiye genelinde 419 bini aşkın tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Toplam kapasite 304 bin 964, buna karşılık cezaevlerinde yaklaşık 114 bin kişi fazla bulunuyor. Türkiye’de her 100 bin kişiden 490’ı cezaevinde yer alıyor. Son 15 yılda cezaevi nüfusu üç kat artarken, bu oran OECD ortalamasının çok üzerinde.
Ağır Tecrit, Ağır Bedel
Meriç, özellikle S, Y ve F tipi yüksek güvenlikli cezaevlerinde uygulanan ağır tecrit koşullarına dikkat çekti. “Mahpuslar 8–10 metrekarelik hücrelerde 20 saate yakın tecrit altında tutuluyor. Bu, çağdaş hukukta değil, insan onurunu hiçe sayan bir anlayışta yer bulabilir. Belediye başkanlarımız, çalışma arkadaşlarımız ve yol arkadaşlarımız; kuyu tipi denilen bu cezaevlerinde adeta nefessiz bırakılıyor. Bu bir infaz değil; sistematik bir tecrit politikasına dönüşmüş durumda. Cezaevlerinde bulunanların büyük çoğunluğunu erkekler oluştururken, yaklaşık 16 bin kadın ve bini aşkın çocuk da bu koşullarda yaşam mücadelesi veriyor. Ayrıca binlerce 65 yaş üstü mahpus ve engelli hükümlü de insan onuruna yakışmayan şartlar altında tutuluyor." şeklinde konuştu.
Adalet Sistemi, Toplumu Değil Korkuyu Yönetiyor
Meriç, Türkiye’de ceza politikalarının adaletin değil, otoritenin aracı haline geldiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Son yirmi yılda mahpus sayısı altı kat arttı. Bu, toplumsal suça değil, siyasi suça verilen cezaların göstergesidir. Cezaevleri doldukça boşalan tek şey adalet duygusudur. Bugün Türkiye, her 100 bin kişiden 490’ının cezaevinde olduğu bir ülke haline geldi. Bu tablo, hukuk devletinin değil; korku devletinin göstergesidir.”
Ceza Değil, İntikam Anlayışı Hakim
CHP’li Meriç, yargı sisteminin adalet dağıtmak yerine toplumu baskı altında tuttuğunu belirterek, “Bugün cezaevleri adaletin değil, intikamın mekânına dönüştü. Denetimli serbestlik hakkı gasp edilen, şartlı tahliyesi engellenen binlerce insan var. Cezaevlerinde yalnızca duvarlar değil, vicdan da tutsak. Bu ülkenin hukuk sistemine değil, insan onuruna ihtiyacı var.” dedi.
TBMM’ye çağrımdır
Meriç, cezaevlerindeki insanlık dışı koşulların araştırılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne çağrıda bulundu. “COVID infazında adli mahkûmlar yok sayıldı. On binlerce insan, denetimli serbestlik hakkı verilmediği için yıllardır içeride. Cezaevleri bir rehabilitasyon alanı değil, toplumsal çürümenin aynası haline geldi. Artık bu adaletsizliğe son verilmelidir. TBMM, bu tabloya sessiz kalmamalıdır.”
CHP’li Meriç’in sözleri, Türkiye’de artan mahpus sayısı ve yetersiz cezaevi kapasitesine ilişkin yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Meriç, “adalet sisteminin yeniden insan merkezli bir yapıya dönmesi” gerektiğini vurguladı.