Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Gaziantep Milletvekili Melih Meriç, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada cezaevlerindeki hak ihlallerine dikkat çekti. Meriç, AKP döneminde cezaevlerinin adaletin değil, “zulmün ve kötü muamelenin merkezi hâline geldiğini” belirtti. Meriç, konuşmasında “Anayasa’nın 17’nci maddesi açıkça kötü muameleyi yasaklıyor. Ancak bu yasak bizzat Hükûmet eliyle çiğneniyor.” ifadelerini kullandı.
Bir yatakta üç kişi yatıyor
Cezaevlerinde kapasite sorununa vurgu yapan Meriç, Türkiye’deki cezaevlerinin 304 bin kişilik kapasiteye karşılık 420 binden fazla tutuklu ve hükümlü barındırdığını söyledi. Bu durumu “insanlık dışı bir yoğunluk” olarak nitelendiren Meriç, koşulları şöyle aktardı:
“Bir yatakta üç kişi yatıyor, haftada yalnızca bir gün sıcak su veriliyor. Koğuştaki yoğunluk o kadar fazla ki insanlar nöbetleşe uyumak zorunda kalıyor.”
Meriç, sağlık hizmetlerine erişimde ciddi sorunlar yaşandığını belirterek, uyuz ve tahtakurusu gibi hastalıkların yeniden yayılmaya başladığını ifade ederek, “Bu sahneler siyah beyaz filmlerden fırlamış gibi ama ne yazık ki AKP iktidarının cezaevlerinde yaşanıyor.” dedi.
Türkiye’yi dev bir açık cezaevine dönüştürmeyin
CHP’li Meriç, cezaevlerindeki ihlallerin yalnızca mahkûmları değil, toplum vicdanını da yaraladığını belirterek hükümete çağrıda bulundu:
“Türkiye’yi dev bir açık cezaevine dönüştürmek yerine, mevcut cezaevlerinin koşullarını iyileştirin. Hukuksuzlukta sınır tanımıyorsanız bile, insanlıkta bir sınır belirleyin.”
Ceza, insanı yok etmek değil; topluma kazandırmaktır
Konuşmasının sonunda Meriç, adalet anlayışının yeniden insan merkezli hâle getirilmesi gerektiğini vurguladı. Meriç, “Ceza, insanı yok etmek değil; topluma yeniden kazandırmaktır. Ancak bugün cezaevleri rehabilitasyon merkezi olmaktan çıkmış, sistematik bir cezalandırma aracına dönüşmüştür. Bu anlayış Türkiye’nin yüz karasıdır.”
Adalet, vicdan ve insan onuru yeniden merkeze alınmalı
Meriç, hükümete adalet, vicdan ve insan onurunu merkeze alan bir anlayış benimseme çağrısında bulunarak, “Bir ülkenin uygarlık seviyesi, en zayıfına nasıl davrandığıyla ölçülür. Cezaevlerinde yaşanan her ihlal, bu ölçüyü yerle bir etmektedir.” diye konuştu.
