Tevbe suresinin “… O (temeli takva üzerine kurulan Kubâ mescidi)nde öyle adamlar vardır ki (maddî ve manevî bütün pisliklerden, günahlardan ve kötü ahlâktan) tertemiz olmayı severler. Allâhü Teâlâ da iyi temizlenenleri sever.” mealindeki 108. ayet-i kerimesi nazil olunca Resûlullâh (s.a.v.) muhacirler ile beraber yürüyüp Kubâ mescidinin kapısına vardılar. İçeride oturan Ensâr’a:

“Siz müminsiniz, değil mi?” diye sordular.

Cemaat sükût edip cevap vermediler. Sonra tekrar sorunca Hz. Ömer (r.a.):

“Ya Resûlallâh! Elbette müminler. Ben de onlarla beraberim” dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki:

“Kazaya râzı olur musunuz?” Evet, dediler.

“Belâya sabreder misiniz?” Evet, dediler.

“Bollukta şükreder misiniz?” Evet, dediler. Peygamber Efendimiz (s.a.v.):

“Kabe’nin Rabbi hakkı için bunlar mümindirler.” buyurup oturdular. Sonra:

“Ey Ensâr cemaati! Allâhü Teâlâ sizi övdü. Siz abdestte ne yapıyorsunuz?” buyurdular.

“Büyük ve küçük abdest bozduktan sonra tertemiz temizleniriz.” diye cevap verdiler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Tevbe suresinin 108. ayetini okudular.

Ebû Eyyûb-i Ensâri Hazretleri:

“Yâ Resûlallâh! Bu ayette bahsedilenler kimlerdir?” dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.):

“Onlar def-i hacetten (büyük abdest bozduktan) sonra su ile temizlenirler ve cünüp durmazlar, gecenin tamamında cünüp olarak uyumazlar.” buyurdular.