Kola dünyada en fazla tüketilen içeceklerden birisidir. Hem şekerli hem de şekersiz türleri bulunmaktadır. Kola yüksek kalorisiyle çocukluktan itibaren obeziteye davetiye çıkarmaktadır. Bir litre kola yaklaşık olarak 400 kalori içerir. Kan şekerini yükselten kola, vücudun yağ depolama mekanizmasını harekete geçirir. Ani yükselen kan şekeri daha sonra ani bir şekilde düşüşe geçer.
Koladaki kafein uyku sorunlarına ve sonuç olarak strese neden olur. İçeriğindeki asit, kafein ile birleştiğinde 60 dakika içinde vücutta bulunan vitaminleri parçalar ve böylece vitamin eksikliği başlar.
Kan şekerindeki dalgalanmalar kalp ve damar hastalıkları başta olmak üzere birçok rahatsızlığa sebep olmaktadır.
Cilt sorunlarına neden olur. Her gün kola içmek cildi sigara kadar etkilemekte ve zamanla ciltte kırışıklıklar oluşmaktadır. Her gün kola içmek, cildi sigara içmek kadar eta kilemekte. Gazlı içecek tüketimi zamanla ciltte kırışıklıklara neden oluyor.
Kola içeriğindeki fosfor ile kemiklerin yumuşamasına ve erimesine neden olan hormonların daha fazla salgılanmasına neden olur. Özellikle kadınlarda görülen kemik erimesi rahatsızlığı daha erken yaşlarda ortaya çıkmaya başlar.
Kolanın içeriğindeki asitli yapı, mide duvarını tahriş ederek mide rahatsızlıklarına yol açmaktadır.
Ayrıca mide hazımsızlığına da neden olabilmektedir. Midemiz yapısı gereği PH değerini sabit tutar. Ancak kolanın PH değeri 3,4’e yakın olduğu için mide PH değerini dengelemekte zorlanır ve mide asiti üretmeye başlar.
Mide asidinin artması sindirim sistemi rahatsızlıklarına yol açar.
Bunun dışında kolanın içinde bulunan asit, midenin salgıladığı enzim miktarını azaltır. Mide de oluşan tüm bu hasarlar gastrit, mide ülseri ve mide delinmesine dahi neden olabilmektedir.
Tek bir kutu kolada yaklaşık 10 çay kaşığı şeker bulunur. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) günde en fazla 6 çay kaşığı şeker tüketilmesini önermektedir, yani günde sadece bir kola içmek, bu kuralları alt üst edebilir. Bu nedenle, şekerli içecek tüketiminin bir dizi sağlık durumuyla ilişkili olması sürpriz değildir.
Harvard Halk Sağlığı Okulu’na göre, günde 1-2 kutu şekerli içecek içen insanlar, tip 2 diyabet geliştirme olasılıklarını % 26 arttırırlar. Tip 2 diyabet hastalığı ise her yıl 184.000 kişinin ölümüne yol açan ciddi bir hastalıktır.
Kola içerisindeki asit nedeniyle mide rahatsızlıklarını da tetikleyebilir. Özellikle ülser ve gastrit hastalıklarına sahip insanlar kola içmekten kaçınmalıdır.
Yüksek oranda kafein sebebiyle de kolanın pek çok zararlı yönü mevcuttur. Tüketimden 15-60 dakika sonra kafeinin mide ve ince bağırsak tarafından kan dolaşımına emilmeye başlaması damar daralması ve kalp rahatsızlıkları riskini büyük oranda arttırır.
Peki, kolayı tükettikten sonra vücudunuza tam olarak ne olduğunu hiç merak ettiniz mi?
İlk 10 dakikada 10 çay kaşığı şeker dolaşım sisteminize giriş yapar. Normalde bu kadar şeker insanın kusması için tetikleyici iken, fosforik asit bu hissiyatı engelleyerek sizi kontrol altına alır.
İlk 20 dakika içinde kan şekeriniz yükselmeye başlar. Bu da insülin artışına neden olur. Karaciğeriniz bu hormonun salgılanması ile şekeri yağa dönüştürmeye başlar.
İlk 40 dakika içerisinde kafein emilimi tamamen gerçekleşir. Kafein yüzünden sinir sisteminiz etkilenir ve göz bebekleriniz büyür. Artan kan basıncı ile karaciğer kan akışınıza daha fazla şeker girişi yapar.
İlk 45 dakikada vücudunuz dopamin üreterek beynin keyif merkezini uyarır.
60 dakika sonra yüksek dozda şeker nedeniyle üriner kalsiyum boşaltımı artar. Bu da vücutta şeker yıkımını başlatır. Şeker o kadar hızlı bir şekilde emilip yakılır ki vücutta bir çökme ve yorgunluk durumu başlar.