Kıpçaklardan Anadolu’ya
Cağ kebabının kökeni, 11. yüzyılda Kafkasya’ya yerleşen Kıpçak Türklerine dayanıyor. Artvin Çoruh Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüdayi Ercoşkun’un araştırmalarına göre, Gürcistan Krallığı’nın savunma amacıyla ülkesine davet ettiği yaklaşık 40 bin Kıpçak ailesi Artvin, Ardahan ve çevresine yerleşti. Bu yerleşim, bölge mutfağında derin izler bıraktı. Şişte et pişirme geleneği, Orta Asya Türk mutfağından Kafkasya’ya taşındı ve zamanla cağ kebabına dönüştü.
Coğrafi İşaret ve Marka Tescili
Cağ kebabı, yıllardır Erzurum ve Artvin arasında sahiplik tartışmalarına konu oldu. Erzurum, 2010 yılında “Oltu cağ kebabı” adıyla coğrafi işaret alırken; Artvin, 2020’de “Yusufeli cağ döner” adıyla marka tescili elde etti. Prof. Dr. Ercoşkun’a göre her iki şehir de bu lezzete tarihsel olarak sahip çıkma hakkına sahip; çünkü cağ kebabı, bin yıl önce Kıpçakların yaşadığı bölgenin ortak kültürel ürünü.
![]()
Gastronomi Turizmi ve Yaygınlık
2024 yılı verilerine göre cağ kebabı restoranlarının en yoğun bulunduğu iller Erzurum ve İstanbul. Her iki şehirde yaklaşık 50 cağ kebabı işletmesi faaliyet gösteriyor. Ankara’da 20, Bursa’da 15, Artvin, İzmir ve Kocaeli gibi illerde ise 10’ar restoran bulunuyor. Bu yaygınlık, cağ kebabının yerel sınırları aşarak ulusal gastronomi sahnesinde güçlü bir yer edindiğini gösteriyor.
Kültürel Değer ve Turizm Potansiyeli
Cağ kebabı, yalnızca bir yemek değil; bin yıllık sürekliliğiyle Türk mutfak kültürünün yaşayan bir sembolü. Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde bu lezzetin yaşatılması, gastronomi turizmine katkı sağlıyor. Özellikle Artvin ve Erzurum’da düzenlenen yöresel festivallerde cağ kebabı sunumu, hem yerli hem yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
![]()
“Paylaşmak Kültürel Zenginliktir”
Prof. Dr. Ercoşkun, cağ kebabının iki şehir arasında bir rekabet unsuru değil, ortak kültürel miras olarak görülmesi gerektiğini vurguluyor:
“Yatay şişte ağır ağır pişirilen et, sadece bir kebap değildir; bin yıldır sürekliliğini koruyan bir kültürün sembolüdür.”



