Günün İlk Işıklarıyla Ocaklar Tutuşuyor
Gaziantep’in tarihi çarşılarında ve kebap salonlarında sabahın erken saatlerinde başlayan hazırlık, şehrin ritmini belirliyor. Kebapçılar, henüz sokaklar boşken ocaklarını yakıyor, közlerini hazırlıyor. Bu ritüel, yalnızca yemek pişirme süreci değil, aynı zamanda şehrin uyanışına eşlik eden kültürel bir gelenek olarak görülüyor.
Etin Hazırlığı ve Ustalık
Sabah ritüelinin en önemli aşaması, etin özenle hazırlanması. Ustalar, gece boyunca dinlendirilmiş etleri sabahın erken saatlerinde şişlere geçiriyor. Baharatların dengesi, etin kıvamı ve közün sıcaklığı, kebabın lezzetini belirleyen unsurlar arasında. Bu süreç, Gaziantep kebapçılarının usta-çırak geleneğini yaşatan bir kültürel miras niteliğinde.

Esnaf Dayanışması ve Mahalle Kültürü
Kebapçıların sabah ritüeli, yalnızca mutfakla sınırlı değil. Çarşı esnafı, sabahın erken saatlerinde birbirine selam veriyor, çay ikram ediyor. Ocakların yanışı, mahalle kültürünün canlı kalmasını sağlıyor. Gaziantep’te kebapçılar, sabah ritüeliyle hem ekmek kapılarını açıyor hem de sosyal bağları güçlendiriyor.
Şehrin Uyanışına Eşlik
Gaziantep’te sabah ritüeli, şehrin uyanışına eşlik eden bir simge haline gelmiş durumda. Ocaklardan yükselen duman, sokaklarda yayılan et kokusu ve ustaların hızlı elleri, kentin gastronomi kimliğini sabahın erken saatlerinden itibaren görünür kılıyor. Bu ritüel, Gaziantep’in UNESCO Gastronomi Şehri unvanını destekleyen en canlı örneklerden biri olarak öne çıkıyor.
“Kebapçıların Sabah Ritüeli” Gaziantep’in kültürel hafızasında yalnızca bir yemek hazırlığı değil, aynı zamanda şehrin uyanışını simgeleyen bir gelenek. Ocakların ilk közleri, hem esnaf dayanışmasını hem de kentin gastronomi kimliğini sabahın erken saatlerinden itibaren yaşatıyor.




