Karkamış Antik Kenti, Gaziantep’in Karkamış ilçesinde, Fırat Nehri’nin batı kıyısında ve Türkiye-Suriye sınır hattında yer almakta. Geç Hitit dönemine ait kalıntıları, kabartmaları ve mimari izleriyle, Yakındoğu arkeolojisinin en değerli yerleşimlerinden biri olarak öne çıkmakta. M.Ö. 12. yüzyılda Hitit İmparatorluğu’nun çöküşünün ardından kurulan Karkamış Krallığı’nın başkenti olan kent, dönemin siyasi, kültürel ve sanatsal zenginliklerini günümüze taşıyan önemli bir arkeolojik mirasa sahiptir.
Gaziantep’in Karkamış ilçesi, tarih boyunca farklı uygarlıklara ev sahipliği yapmış önemli bir yerleşim alanı olarak öne çıkmakta. MÖ 2. binyıldan itibaren stratejik önemi olan bu bölge, Mitanni (Hurri) egemenliğinden Hitit kontrolüne geçmiş ve Geç Hitit döneminde Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Suriye’deki küçük krallıklardan biri haline gelmiştir. Ticaret yollarının kesişim noktasında yer alan Karkamış, özellikle MÖ 9. yüzyılda parlak bir ekonomik ve kültürel dönemi yaşamıştır.
Karkamış’ta Kazılar ve Arkeolojik Keşifler
Karkamış’ın kalıntıları ilk kez 1876 yılında George Smith tarafından tespit edilmiştir. British Museum sponsorluğunda 1911-1914 yılları arasında D. G. Hogarth, R. C. Thompson, C. L. Woolley ve T. E. Lawrence öncülüğünde yürütülen kazılarda; savunma duvarları, tapınaklar, saraylar, bazalt rölyefler ve yazıtlar gün yüzüne çıkarılmıştır. Kazı alanı, 1950’lerden itibaren mayınlı bölge olarak kalmış, 2011’de Türk hükümeti tarafından temizlenerek Bologna Üniversitesi’nden Prof. N. Marchetti başkanlığında yeniden kazılara başlanmıştır.
Karkamış’ta Hitit Yazıtlarının Gizemli Dili
Karkamış’taki anıtsal Hitit ve Geç Hitit yazıtlarının büyük çoğunluğu Hititçe değil, Luvice ile yazıldığı belirtilmekte. Daha doğru ifade ile Hiyeroglif Luvice kullanıldığı söylenmekte. Luvice, Hititçe gibi Hint-Avrupa dil ailesine mensup olup, çivi yazılı tabletlerden farklı bir sistemdir. Bu yazıt sistemine Anadolu Hiyeroglifleri veya Luvi Hiyeroglifleri de denilmekte.
Anadolu hiyeroglifleri hem logogram hem de hece işaretleri içeren karma bir sistem olarak anılmakta. Bazı işaretler tek kelimeleri, bazıları ise heceleri temsil eder. 500’den fazla işaretten oluşan bu yazı sistemi, dönem ve coğrafyaya göre farklı şekillerde kullanılabilmekte.
Karkamış yazıtları, yalnızca bir dil veya yazı örneği değil, aynı zamanda Geç Hititlerin kültürel, politik ve dini yaşamına dair eşsiz bir belge niteliği taşımaktadır. Bu gizemli dil, tarihçilerin ve arkeologların hem Karkamış’ın hem de Hitit sonrası dönemin anlaşılmasında kritik bir kaynak olarak değerlendirilmekte.
Hiyerogliflerin Kullanım Amacı
Geç Hitit dönemi anıtlarında Luvice kullanımı, dönemin çok etnikli nüfus yapısı ile açıklanabilir. Halkın çoğunluğu Luvice konuştuğu için kamuya açık anıtların anlaşılması amacıyla Hiyeroglif Luvice tercih edilmiştir. Hitit idari belgeleri ise çivi yazısı ile tutulmuş, anıtlar ve halkın görebileceği yapılar için daha kolay öğrenilen ve anlaşılabilen hiyeroglifler kullanılmıştır.
Karkamış’ta Bulunan Yapılar
Kazılarda ortaya çıkan kaleye ve Fırtına Tanrısı Tapınağı’na çıkan tören yolu, geniş basamaklı yollar, bazalt ve kireçtaşı kabartmalar şehrin mimari ve kültürel zenginliğini gözler önüne sermektedir. Eserlerin büyük kısmı Ankara’daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi ve British Museum’da sergilenirken, yeni kazılarda ortaya çıkan eserler Gaziantep Müzesinde veya kazı alanında korunmaktadır.
Karkamış Antik Kenti 2016’da Ziyarete Açıldı
Antik kentin bir kısmı Türkiye’de, bir kısmı ise Suriye’de bulunmasına rağmen, Türkiye sınırındaki bölümü 2016 yılında ziyaretçilere açıldı. Arkeolojik değeri yüksek olan Karkamış, Gaziantep’in kültürel turizm rotasına eklenen önemli bir destinasyon olarak öne çıkıyor.