Kanserle mücadelede sağlıklı yaşamın temel unsur olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Avcı, beslenme alışkanlıklarının bu süreçte kritik rol oynadığını söyledi. Aşırı kırmızı et tüketiminin bazı sindirim sistemi ve prostat kanserleriyle ilişkilendirildiğini aktaran Avcı, fazla kilo ve hareketsiz yaşamın meme, rahim, kalın bağırsak ve yemek borusu kanseri riskini artırabildiğine dikkat çekti. İşlenmiş et ürünlerinin risk faktörleri arasında yer aldığını belirten Avcı, balık tüketiminin ise koruyucu etki sağlayabildiğini dile getirdi.
Bazı gıdaların içeriğinde bulunan zararlı maddelerin, pişirme yöntemleri ya da tarımsal üretimde kullanılan kimyasallar nedeniyle ortaya çıkabildiğini ifade eden Avcı, zirai ilaç ve gübre kalıntılarının insan sağlığı açısından ciddi tehdit oluşturduğunu söyledi. Hasat sonrası depolama, saklama ve işleme süreçlerinin doğru yönetilmemesi halinde sağlıklı besinlerin zararlı hale gelebileceğini kaydetti.
Su ve mineral dengesinin korunmasının önemine değinen Prof. Dr. Avcı, yetişkin bireylerin günlük yaklaşık 2,5 litre sıvıya ihtiyaç duyduğunu, bunun bir bölümünün besinlerden karşılanabileceğini belirtti. Günlük beslenmede mevsime uygun meyvelerin tercih edilmesi, farklı öğünlerde tüketilmesi ve sebzelerin çeşitli renklerde olacak şekilde sofralarda yer alması gerektiğini vurguladı.
Kuru baklagillerin beslenmede daha fazla yer almasının faydalı olacağını ifade eden Avcı, haftada en az bir kez balık tüketilmesini ve yapay tatlandırıcı içeren içeceklerden kaçınılmasını önerdi. Yeşil yapraklı sebzeler, soğan, elma, domates ve bazı tahılların antioksidan özellikleri sayesinde kansere karşı koruyucu etki gösterebileceğini aktardı.
Zeytinyağının özellikle Akdeniz tipi beslenmede önemli bir yere sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Avcı, sızma zeytinyağının içerdiği polifenoller sayesinde kalp-damar hastalıkları ve kanser riskinin azaltılmasına katkı sunduğunu söyledi. Sarımsak, brokoli, kırmızı üzüm ve orman meyvelerinin de koruyucu besinler arasında yer aldığını dile getirdi.
Sağlıklı beslenmenin tek başına yeterli olmayacağını vurgulayan Prof. Dr. Avcı, düzenli egzersiz, zararlı alışkanlıklardan uzak durma, stresin kontrol altına alınması ve yeterli dinlenmenin de yaşamın vazgeçilmez parçaları olması gerektiğini belirterek, “Kansere karşı tek bir koruyucu ya da tedavi edici besin yok. Önemli olan sağlıklı yaşamı bir bütün olarak benimsemektir” dedi.
