Çoğu insan için sünnet, erkek çocuklarının uyguladığı bir ritüel olarak bilinir. Bu işlem, çeşitli kültürlerde ve dinlerde geniş çapta kabul görmüş olsa da, kadın sünneti genellikle göz ardı edilen bir konudur. Bu yazımızda, kadın sünnetinin ne olduğuna ve bu uygulamanın getirdiği sonuçlara derinlemesine bir bakış atacağız.

Kadın sünneti, dış genital bölgenin bir kısmının ya da tamamının kesilmesi işlemidir ve çoğunlukla Afrika kıtası başta olmak üzere, dünya genelinde 28'den fazla ülkede uygulanır. Bu uygulama, genellikle dini ya da kültürel nedenlere dayandırılır ve genç kızları "evliliğe hazırlamak" amacı güder.

Erkek sünnetinin aksine, kadın sünneti genellikle ciddi sağlık komplikasyonlarına yol açar ve bu uygulama, kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarının bir formu olarak kabul edilir. Kız çocukları, toplumdan dışlanma korkusu ve cinsel hijyen yanılgısı nedeniyle bu işleme zorlanır.

Kadın sünneti, çoğunlukla tıbbi veya anatomik bilgisi olmayan kişiler tarafından steril olmayan koşullarda ve genellikle anestezi olmadan gerçekleştirilir. Bu işlem sonucunda aşırı kanama, enfeksiyon, şok ve hatta ölüm gibi ciddi sağlık sorunları meydana gelebilir.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), kadın genital mutilasyonunun dört ana tipini tanımlar: Klitoridektomi, Eksizyon, İnfibülasyon ve diğer prosedürler. Bu uygulamaların her biri, kadınların cinsel, üreme ve genel sağlığını ciddi şekilde tehlikeye atar.

Kadın sünnetinin uzun vadeli etkileri arasında, idrar yolu enfeksiyonları, regl akışının engellenmesi, kısırlık ve doğum sırasında komplikasyonlar yer alır. Ayrıca, bu işlem kadınların cinsel haz alabilme yetisini azaltır ve acılı cinsel birlikteliklere neden olabilir.

Kadın sünneti, yalnızca fiziksel ve psikolojik travma yaratmakla kalmaz, aynı zamanda kadınların insan haklarını da ihlal eder. Bu uygulama, kültürel ve dini gerekçelerle meşrulaştırılmaya çalışılsa da, temelde kadınların cinsel ve bedensel özerkliğine yönelik bir saldırıdır. Uluslararası toplum, kadın sünnetini sonlandırmak için daha fazla çaba göstermeli ve bu uygulamaya maruz kalan kadınlar için destek ve rehabilite edici hizmetler sunmalıdır. Kadın sünnetinin son bulması, cinsiyet eşitliği ve insan hakları için atılacak önemli bir adımdır.