İSTANBUL (İHA)
Kuru iğneleme tedavi yöntemi kronik kas iskelet sistemi hastalıkları ve bu hastalıklara bağlı oluşan ağrı ve hareket kısıtlılıklarının tedavisinde kullanıldığını belirten Medicana Çamlıca Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı, Doç. Dr. Emel Atar, “Tedavide akupunktur iğneleri ya da ince enjeksiyon iğneleri kullanılır ve bu iğneler ilaç içermez. Kasta oluşan sertleşmeler, iğnenin mekanik etkisinden faydalanılarak giderilmeye çalışılır ” dedi ve konu ile ilgili sorularımızı yanıtladı.
Kuru iğneleme tedavi yöntemi nasıl yapılır ve hangi hastalıklarda uygulanır
Kas tutulmalarında kasta spazm ve tetik noktalar oluşur; bunlar halk arasında kulunç olarak tarif edilir. Kuru iğnelemede bu kulunçların içine iğne batırılır ve birkaç saniye beklenilir; bu sayede spazmın çözülmesi, tetik noktaların gevşemesi hedeflenir. Bu yöntem tetik nokta aktivasyonunun giderilmesinde oldukça güvenli ve etkin bir biçimde kullanılabilir.
Kuru iğneleme tedavisinin hangi hastalıkların tedavisinde kullanılır
Boyun ağrısı, sırt ağrısı, bel ağrısı, omuz hareket kısıtlılığı ve omuz ağrısı, miyofasiyal ağrı sendromu, fibromiyalji sendromu, tenisçi ve golfçü dirseği, ağrılı kas spazmlarında; aynı pozisyonda sabit durma sonucu oluşan ağrılarda (bilgisayar kullanımı gibi), duruş bozukluğu ya da skolyoza bağlı oluşan kas gerginlikleri sonucu oluşan ağrılarda; el, dirsek, omuz, topuk ve kalça tendinitlerinde, spor yaralanmalarında ve rehabilitasyonunda, çene eklemindeki tetik noktalara bağlı oluşan ağrılarda, travma sonrası omurga ağrılarında kuru iğne yöntemine başvuruyoruz. Kasların etkilenme durumuna göre tek iğne uygulaması yapılabileceği gibi çoklu iğne uygulamaları da yapılabilir.
Akupunktur tedavisinden farkı nedir
Akupunktur iğneleri tedavide kullanılsa da bu yöntem, akupunktur uygulamasından farklı bir yöntemdir. İğneler muayene sonucu belirlenen, direkt tetik nokta olan kasa batırılır; uygulamanın yeri hastaya ve hastalığının durumuna göre değişebilmektedir. Akupunktur uygulamasında olduğu gibi standart uygulama noktaları yoktur. İlaç içermeyen bir uygulama olduğu için alerji, ilaç etkileşimi gibi yan etkiler oluşmaz. İşlem sırasında kuru iğnelemeye bağlı ağrı duyulması, iğneler ince olduğu için genellikle minimaldir; bu ağrı duyma durumu da tetik noktaların hassasiyetine ya da kişilerin ağrı eşiğine bağlıdır. Bazı hastalar işlem sırasında hiç ağrı duymadıklarını da ifade etmektedirler.
Kuru iğne tedavisi nasıl uygulanır
Kuru iğne tedavisi (İMS) için çeşitli uzunlukta ve çok ince iğneler kullanılır. Kasılmış, bu nedenle ağrılı olan ve fonksiyonunu yeterince yerine getiremeyen kaslara bu özel iğneler batırılır. Kaslara uygulanan bu işlem ile kaslardaki spazmın çözülmesi, tedavinin esasını oluşturur.
Kuru iğneleme tedavisinin seans sıklığı ve sayısı nasıl olmalıdır
Genellikle haftada 1-2 seans uygulama yapılır. Toplam seans sayısı genellikle 3-5 seans şeklinde hastanın hastalığı ve iyileşme periyoduna göre değerlendirilir. Bazı hastalarda 1-3 seans yeterli olurken bazı hastalarda hastalığın şiddeti ve durumu ile ilgili olarak nadiren 8-10 seans uygulama da yapılabilmektedir.
Kuru iğneleme tedavisinde nelere dikkat edilmelidir
Kuru iğneleme tedavisi, iğne ile yapılan bir tedavi olduğu için bu uygulamayı; alanında uzman, tetik nokta yerleşimini iyi bilen hekimlerin yapması gerekir. Doğru uygulamalarla kuru iğneleme tedavisinin etkinlik oranları oldukça yüksektir. Başka tedavilerle birlikte ya da tek başına kullanılabilir. Başka tedavilerle birlikte kullanımında da etkinlik artabilmektedir. Doğru ve etkin bir uygulama için mutlaka ilgili branşın (Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon) uzman hekimlerine başvurulması önemlidir.
Kuru iğneleme tedavisi sonrası nelere dikkat edilmelidir
Kuru iğneleme tedavisi sonrası germe ve eklem hareket açıklığı egzersizlerinin kombine edildiği bir egzersiz programının hastaya öğretilip günlük uygulanması tedavinin etkinliğini arttırır. Steril iğnelerle yapılan uygulamadan birkaç saat sonra banyo yapılabilir, uygulama yerinin kapatılmasına gerek yoktur.