Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (GİBTÜ) ile Şam Üniversitesi iş birliğinde düzenlenen Özgürlükten İnşaya: “İmkânlar ve Zorluklar” başlıklı Uluslararası Sempozyum, 29 Mayıs 2025 tarihinde Şam Üniversitesi Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Suriye’nin yeniden inşa sürecinde akademik, entelektüel ve kültürel katkıların rolünün çok boyutlu şekilde ele alındığı sempozyumda; sürdürülebilir kalkınma, toplumsal iyileşme ve kurumsal yapılanma gibi konular akademik bir zeminde tartışıldı.
Sorumluluğumuz Olarak Görüyoruz
GİBTÜ Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir, sempozyuma ilişkin yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı: “GİBTÜ olarak, yalnızca bilim üretmekle kalmayıp bölgemizin toplumsal ve kültürel yaralarını da sarmaya katkı sunmayı öncelikli sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Bu sempozyum, akademik birikimin sadece üniversite duvarları arasında kalmaması; aksine, toplumsal inşa süreçlerine yön vermesi gerektiğini hatırlatmaktadır.”
Yeniden Yapılanma Vurgusu Yapıldı
Etkinlikte, yalnızca fiziki altyapının değil; aynı zamanda entelektüel, kültürel ve kurumsal yapıların da yeniden inşa edilmesi gerektiği vurgulandı. Eski rejim döneminde stratejik aklın dar çevrelere hapsedildiği ve halkın mesleki ve düşünsel gelişimden uzaklaştırıldığı ifade edildi. Bu durumun, ülkedeki nitelikli insan gücünün sistem dışında kalmasına yol açtığı ve gelişimi sekteye uğrattığı dile getirildi. Katılımcılar; devlet aklı, sivil toplum ve ticari zekânın, kalkınma sürecinde eşgüdüm içinde çalışması gerektiğini belirtti. Özellikle Kuzey Suriye’de edinilen tecrübeler, bu üç aktörün birlikte uyum içinde çalışmasının yeniden yapılanma açısından kritik olduğunu ortaya koydu.
Değerler Ve Yönetim Kültürü Temelinde İnşa Edilmesi Mesajı Verildi
Sempozyumda ayrıca, Bilad-ı Şam’ın tarihî, kültürel ve inanç temelli mirası da gündeme geldi. Katılımcılar, yeniden yapılanma sürecinde sadece teknik değil; tarihsel kimliği ve toplumsal hafızayı gözeten bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini vurguladı. Etkinlik, kamu kurumlarının yeniden inşasında birey, toplum ve kurumlar arasındaki uyumun sağlanmasının önemini hatırlatarak sona erdi. Kurumsal yapıların yalnızca teknik altyapı ile değil; insan kaynakları, değerler ve yönetim kültürü temelinde inşa edilmesi gerektiği mesajı öne çıktı.
