“Kamu yararı” gerekçesiyle zeytinliklerin maden ve enerji projelerine açılmasının önünü açan 11. madde, enerji ve maden projelerine verilebilecek. 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı Hakkında Kanun’a rağmen yürürlüğe giren düzenleme, sadece tarımın değil, aynı zamanda çevre ve iklim politikalarının da ihlali anlamına gelmekte. Gaziantep’te de bu değişiklik, tarımsal üretime, doğal yaşama ve ekolojik dengeye tehdit olarak öngörülüyor. Kamuoyunda büyük tepki alan kanun değişikliği, zeytin ağaçlarının taşınması ya da yeni alanlara dikilmesi gibi maddelerle yumuşatılmaya çalışıldığı gözlemleniyor.
Ziraat Mühendisi Karaca Bozgeyik’in de değerlendirmeleriyle gündeme taşınan düzenleme hakkında Bozgeyik, “Zeytinlik alanlarda artık ‘kamu yararı’ gerekçesiyle maden faaliyetleri yapılabilecek ve geçici tesisler kurulabilecek. 2024’te Danıştay, benzer yönetmeliklerle zeytinliklerin madenciliğe açılmasına karşı verilen koruma kararını haklı bulmuştu ve uygulamayı iptal etmişti. Ama bu seferki durum farklı çünkü düzenleme doğrudan yasayla yapılıyor ve Cumhurbaşkanı’nın onayına sunulacak. Bu yüzden hukuki mücadele ve Danıştay başvuruları yeniden gündeme gelebilir. Sonuç olarak, bu yeni iklim ya da süper izin kanunu, zeytinlik alanlarında madencilik yapılmasının önünü yasal olarak açıyor.” dedi.
Zeytinlik Sahaları Daraltılamaz
Ziraat Mühendisi Karaca Bozgeyik, Türkiye'de zeytinliklerin 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun ile korunduğunu belirtti. Bozgeyik, “Bu yasa, zeytinlik alanlarını koruma altına alıyor ve özellikle bu alanlarda maden işletmeciliği, sanayi tesisi kurulması ya da tarım dışı başka faaliyetlerin yapılmasını ciddi şekilde sınırlandırıyor. Bu kanuna göre; zeytinlik alanlara 300 metreden daha yakın mesafede kimyasal atık bırakan, toz ya da duman çıkaran tesislerin yapılması yasak. Zeytinlik sahalarında hayvancılık dışında hiçbir faaliyet yapılamaz, bu alanlarda maden aranamaz ve işletilemez. Kanun açıkça şunu söylüyor: “Zeytinlik sahaları daraltılamaz ve bu sahalarda zeytin ağaçlarının kesilmesine neden olacak faaliyetler yapılamaz.” dedi.
Yargı Zeytinliklerin Madenciliğe Açılmasına İzin Vermedi
Son yıllarda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı gibi bazı kamu kurumlarının, çıkarılan torba yasalar ve yönetmelik değişiklikleri ile bu korumayı esnetmeye çalıştığını vurgulayan Bozgeyik, “Örneğin 2022’de çıkarılan bir yönetmelik değişikliğiyle, zeytinlik alanlarda ‘kamu yararı’ gerekçesiyle geçici maden faaliyetlerinin yapılabileceği düzenlenmişti. Ancak bu değişiklik Danıştay tarafından iptal edildi. Yani, yargı zeytinliklerin madenciliğe açılmasına izin vermedi. Son çıkarılan ‘Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’yle (yani iklim ya da faaliyet destekli torba kanunla), zeytinliklerle ilgili önemli değişiklikler kabul edildi.” şeklinde konuştu.
Geçici Tesisler Kurulabilecek
11. maddeyle meydana gelecek değişiklikleri ve doğuracağı tehlikeler hakkında konuşan Bozgeyik, öncelikle zeytinliklerin madenciliğe açılmasının önünün açıldığını dile getirdi. Bozgeyik, “TBMM Sanayi Komisyonu’nda kabul edilen 11. maddeyle, zeytinlik alanlarda artık ‘kamu yararı’ gerekçesiyle maden faaliyetleri yapılabilecek ve geçici tesisler kurulabilecek. Bu izinler, EPDK ya da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından verilebilecek.” ifadelerini kullandı.
Ağaçlar Taşınacak, Yeni Zeytinlikler Oluşturulacak
Maddede yer alan ikinci önemli noktanın ise zeytin ağaçlarının taşınması olduğunu belirten Bozgeyik, “Maden sahasındaki zeytin ağaçları, aynı il ya da ilçede uygun bir başka alana taşınabilecek. Taşıma mümkün değilse, eşdeğer büyüklükte yeni bir zeytinlik alanı kurulması zorunlu olacak. Bu işlerin tüm masrafları da ilgili firmaya ait olacak. Ayrıca sahadaki her bir ağaç için bir de rehabilitasyon bedeli alınacak.” açıklamasında bulundu.
ÇED Raporları Etkisizleşiyor
Üçüncü önemli başlığın çevresel denetimler olduğunu vurgulayan Bozgeyik, ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) süreçlerinin zayıflatıldığını söyledi. Bozgeyik, “ÇED raporu alınmayan projelerde izin süreçleri artık paralel yürütülebilecek. Ve eğer bazı kurumlardan görüş alınmazsa, o kurumların görüşleri ‘otomatik olumlu’ sayılacak. Bu da ÇED’in etkisini hem zeytinliklerde hem de diğer doğal alanlarda ciddi şekilde zayıflatıyor.” dedi.
İklim Politikalarıyla Uyuşmuyor
Bozgeyik, yapılan düzenlemenin Türkiye’nin iklim hedefleriyle örtüşmediğini de vurguladı. “Karbon yutakları olan alanlar enerji projelerine açılıyor. TMMOB, TEMA, WWF gibi sivil toplum kuruluşları bu düzenlemelerin, karbon yutakları olan zeytinlikleri, meraları ve ormanları enerji ve madencilik projelerine açtığını söylüyor. Bu durumun Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefleriyle çeliştiğine dikkat çekiyorlar. Enerji arz güvenliği gerekçesiyle doğal alanların tahrip edilmesi, uluslararası iklim anlaşmalarıyla ve koruma yasalarıyla da uyumsuz görülüyor.” ifadelerini kullandı.
Hukuki Süreç Yeniden Gündemde
Düzenlemenin hukuki boyutunu da değerlendiren Bozgeyik, “2024’te Danıştay, benzer yönetmeliklerle zeytinliklerin madenciliğe açılmasına karşı verilen koruma kararını haklı bulmuştu ve uygulamayı iptal etmişti. Ama bu seferki durum farklı çünkü düzenleme doğrudan yasayla yapılıyor ve Cumhurbaşkanı’nın onayına sunulacak. Bu yüzden hukuki mücadele ve Danıştay başvuruları yeniden gündeme gelebilir. Sonuç olarak, bu yeni iklim ya da süper izin kanunu, zeytinlik alanlarında madencilik yapılmasının önünü yasal olarak açıyor. Uygulamada ağaç taşıma, rehabilitasyon gibi bazı ‘şartlar’ getirilmiş olsa da uzmanlar bu süreçlerin ekosisteme geri dönülemez zararlar vereceğini vurguluyor.” açıklamasında bulundu.
Koruma Kalkanı Deliniyor
Son olarak 11. maddenin zeytinliklerin koruma statüsünü fiilen ortadan kaldırdığını vurgulayan Bozgeyik, “11. madde zeytinliklerde madencilik ve geçici tesis izninin önünü açıyor. Yapılan değişiklikle zeytin ağaçları taşınacak ve yeni sahalar kurulacak. ÇED süreçlerinde artık kurum görüşü alınmasa bile projeler otomatik onaylanmış sayılacak. Taşıma ve yeni tesislerin masrafları firmalar tarafından karşılanacak. Ama bu durum karbon yutaklarını yok ederek iklim hedeflerini riske atıyor. Bu düzenleme aslında zeytinliklerin normal işleyişini değil, onları koruma altında tutan statüyü zedeliyor. Böylece zeytinlikler madencilik için bir istisna alanına dönüşüyor.” dedi.