EMEK Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, Anadolu Basın Birliği’ni ziyaret ederek basın mensuplarıyla bir araya geldi. Anadolu Basın Birliği Genel Başkanı M. Bora Zor’un ev sahipliğinde gerçekleşen buluşmada Sevda Karaca önemli açıklamalarda bulundu. Gaziantep’in bir emek kenti olduğunu vurgulayan Karaca, işçilerin, kadınların ve gençlerin söz, karar ve yetkiden dışlanmasının ciddi sonuçlar doğurduğunu belirtti. Ayrıca ekonomik krizin yükünün işçilere yıkıldığını dile getiren Karaca, “Hangi partiden olursa olsun biz işçinin yanındayız” diye konuştu.

Şehitkamil’de Başkan Yardımcıları Belli Oldu
Şehitkamil’de Başkan Yardımcıları Belli Oldu
İçeriği Görüntüle

Kadınlar Ve Gençler Söz Hakkından Mahrum

Gaziantep’in bir emek kenti, aynı zamanda göçün çok yoğun yaşandığı bir şehir olduğuna dikkat çeken Karaca, “Gaziantep modeli ve Gaziantep ruhu diye ifade edilen ama aslında sınırlı bir çevrede toplanan bir anlayış var. Oysa bu şehre dair söylenen her sözde biz de karar sahibiyiz, irade sahibiyiz. Ancak emekçilerin, gençlerin, kadınların söz, karar ve yetkiden uzak bırakılması çok ciddi sonuçlar doğuruyor. Antep önemli çünkü geniş kesimlerin bir araya gelerek ortak bir güç ortaya çıkarabilmesi için gerekli dinamiklere sahip. Bu iki yıl içinde önemli deneyimlerimiz oldu. Biz mümkün olduğunca sesi duyulmayan, görünmeyen kesimlerin sorunlarını gündeme getirmeye çalıştık. Öğretmenlerden sağlık emekçilerine, üniversite çalışanlarından muhabirlere kadar geniş bir kesimden bahsediyorum. Özellikle 400 bine yakın işçinin çalıştığı Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde patronların insanlık dışı uygulamalarına dikkat çekiyoruz.” ifadelerine yer verdi.

Halkın Siyasette Söz Hakkı Olmalı

A B B

Karaca, “Siyaseti kendimizi sözcü olarak görerek değil, halkın kendi sözünü söylemesinin dayanaklarını oluşturarak yapıyoruz. Bazen diğer milletvekillerine espriyle söylüyorum: Sosyal medyada düğünlerden, taziyelerden, hastane ziyaretlerinden fotoğraflar paylaşıyorsunuz, ama ne çözdünüz? Elbette halkla buluşmak kıymetli, fakat siyaset sadece bundan ibaret olmamalı. Ben her gün işçilerin evindeyim, düğünlerinde, cenazelerinde yanlarındayım ama fotoğraf paylaşmıyorum. Çünkü bu şehirde herhangi bir işçi benimle fotoğraf çektirse ertesi gün işten çıkarılma tehdidiyle karşı karşıya kalıyor. Bu, hem benim siyaset yapma hakkıma müdahale demek hem de halkın siyasetin öznesi olma hakkının baskıyla engellenmesi anlamına geliyor. Buna izin veremeyiz.” Şeklinde konuştu.

İnsanlar Maaşlarıyla Geçinemiyor

Karaca, “AKP iktidarının son yirmi yılında, kendi tabanı olarak görülen halk kesimlerinde sorgulama arttı. İnsanlar artık maaşlarıyla geçinemiyor, tenceresini kaynatamıyor, çocuklarını okula gönderirken iki kere düşünüyor, hastaneye gitmekte zorlanıyor. İktidar bu yoksulluğu sosyal yardımlarla yönetiyor. AKP’nin milyonlarca üyesi olduğunu söylemesi aslında rant musluklarının başında kimlerin durduğunu gösteriyor” dedi.

Engeline Rağmen Tehlikeli Yerde Çalıştırıldı

Karaca, “Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nde engelli kadrosundan işe alınan bir yurttaş tehlikeli bir refüjde çalıştırıldı, itiraz ettiğinde ‘istifa et’ denildi. Ali Şahan’ın ailesi İşe girebilmek için AKP’ye üye olmak zorunda kaldıklarını anlattı. Bu kabul edilemez.” ifadelerine yer verdi.

Sevda Karaca-19

İşçiyi Parti Tercihiyle Ayırmayız

Karaca, “Biz işçiyi parti tercihiyle ayırmayız. Bizim için işçi sınıfı ve sermaye sınıfı vardır. İşçiler farklı partilere oy verebilir ama ortak çıkarları vardır. İktidar bu ortaklığı örtüyor, biz ise açığa çıkarmaya çalışıyoruz.” dedi.

Krizin Yükü Emekçiye Yıkılıyor

Gaziantep’te işçilerin ağır koşullarda çalıştığını dile getiren Karaca, “Birçok fabrika kapanma tehlikesiyle karşı karşıya. ‘Tunus’a, Mısır’a, Maraş’a, Malatya’ya taşınırız’ diye tehdit dili baskın hale geldi. Ekonomik krizin yükü işçilere yıkılıyor. Bu koşullarda işçilerin iradesi çok değerli. Bizim görevimiz o iradenin yanında durmak ve büyütmek.” Açıklamasında bulundu.

İşçiler Ortada Kalıyor

Karaca, “Bugün sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde küçük işletmeleri yok eden, işçileri ve ailelerini ağır koşullara iten derin bir krizin eşiğindeyiz. Konkordato ilanları bunun en somut göstergesi. Konkordato, işletme sahibinin mal varlığının satılması ve borçların sırayla ödenmesi demek. İşçilerin alacağı ise on birinci sırada. Önce bankalar ve ticari borçlar ödeniyor, yıllarca emek vermiş işçiler ise ortada kalıyor. Devlete başvurduklarında ‘sıra gelirse alırsın’ deniyor. Buna karşılık büyük işletmelerin alacakları için devlet garantör oluyor. Yani düzen büyükleri koruyor. Patronlar konkordato ilan edip işçiyi mağdur ediyor, ardından aynı makinelerle başka şehirde fabrika açabiliyor. Bu açıkça dolandırıcılık ama devlet buna göz yumuyor.” şeklinde konuştu.

İşçilerin yanındayız

Tavırlarının net olduğunu söyleyen Karaca, “Hangi partiden olursa olsun, işçinin yanındayız. AKP’li patronların fabrikalarındaki direnişlerde de vardık, CHP’lilerin fabrikalarındakinde de. Bizim için önemli olan patronun kim olduğu değil, işçinin yaşadığıdır.” Diye konuştu.

Kaynak: Hatice Zengin