2011 yılında başlayan Suriye iç savaşının ardından Gaziantep’e yerleşen yüz binlerce Suriyeli, şehrin sosyal ve kültürel dokusunda olduğu gibi mutfak kültüründe de belirgin izler bıraktı. Özellikle Halep mutfağının baharat dengesi, hamur işi çeşitliliği ve etli yemek teknikleri, Gaziantep’in geleneksel tarifleriyle iç içe geçerek yeni bir gastronomik sentez oluşturdu.
Yeni Lezzetler, Ortak Sofralar
Gaziantep’teki lokanta ve ev mutfağında artık sıklıkla karşılaşılan bazı yemekler, bu kültürel etkileşimin somut örnekleri arasında yer alıyor. Humus, muhammara, fette, maklube, kabsa ve Halep usulü içli köfte gibi yemekler, hem Suriyeli hem Türk vatandaşlar tarafından benimsenerek günlük sofralarda yer buluyor. Özellikle baharat kullanımı ve pişirme tekniklerinde gözle görülür bir yakınlaşma yaşanıyor.
Yerel Esnaf ve Suriyeli Girişimciler Yan Yana
Gaziantep’te açılan Suriyeli restoranlar, hem kendi mutfaklarını tanıtıyor hem de yerel halkla gastronomik bir etkileşim kuruyor. Şahinbey ve Nizip ilçelerinde yoğunlaşan bu işletmeler, Gaziantep mutfağının geleneksel unsurlarını da menülerine dahil ederek kültürel uyumu pekiştiriyor. Aynı zamanda bazı Gaziantepli esnaflar, Suriyeli ustalarla çalışarak ürün çeşitliliğini artırıyor.
Mutfakta Uyum Süreci
Mersin Üniversitesi tarafından yürütülen bir araştırmaya göre, Gaziantep’te yaşayan Suriyeli sığınmacıların mutfak alışkanlıkları zamanla yerel damak tadına uyum sağlıyor. Araştırmada, göçmenlerin hem kendi tariflerini korudukları hem de Gaziantep’in geleneksel yemeklerine adapte oldukları vurgulanıyor. Bu durum, mutfağın bir uyum aracı olarak işlev gördüğünü ortaya koyuyor.