Bu sene Ramazan ayı yıllar sonra ilk kez soğuk havalara denk geldi. Soğuk havaların eski Ramazanları hatırlatmasıyla birlikte Gaziantep'in eski Ramazan ayı gelenekleri merak konusu oldu. Peki Gaziantep'in eski Ramazan ayı gelenekleri nelerdir? İşte Gaziantep'in bazı eski Ramazan ayı gelenekleri...
HİM BASMAK
Gaziantep'in Ramazan öncesindeki geleneklerinden biri olan "him basma", şehrin kültürel zenginliğini ve dayanışma ruhunu yansıtan önemli bir adettir. Bu adet, Ramazan'ın gelmesini coşkuyla karşılayan Gaziantep halkının, dostlarıyla bir araya gelip bol bol yemek yiyerek oruç öncesinde keyifli zaman geçirmesiyle şekillenir. Him basma, sadece yemek yemekle kalmaz, aynı zamanda samimi sohbetlerin, eski anıların paylaşıldığı özel bir davettir. Geleneksel Gaziantep yemekleriyle zenginleştirilen him basma sofraları, Ramazan'ın manevi atmosferini bir araya getirir. Ancak, pandemi nedeniyle bu yıl him basma geleneğinin gerçekleşememesi, şehirde hüzünlü bir atmosfer oluşturmuştur. Him basma özlemiyle evlerdeki Ramazan hazırlıkları, gelecek yıllar için umut dolu hayallerle devam etmektedir.
İLK GÜN KEŞKEK YAPILIYOR
Kilis'in Ramazan geleneğine göre, herkesin maddi durumuna göre Ramazan gerebici ve Ramazan kahkesi yaptırdığı biliniyor. Ramazan ayının ilk günü, şehir genelinde keşkek yapılır ve bu özel yemek, bir nevi Ramazan'ın başlangıcı olarak kabul edilir.
HALEP KAHKESİ
Gaziantep'te Ramazan ayının vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan Halep kahkesi, aslında 1900'lerin başında Suriye'nin Halep şehrinden Gaziantep'e getirilmiş ve burada ustalar tarafından geliştirilmiştir. Kahkenin kendine özgü tadı ve yapımıyla, kurabiyeyle karşılaştırılsa da farklı bir lezzet sunar; bunun en büyük sebebi ise nohut mayasıyla yapılmasıdır.
İlk adımda, kırık nohutlar şişelere konularak mayalanır ve ardından hamurun içine un eklenerek çoğaltılır. Bu hamur, tahta teknelerde ılık bir ortamda 2-3 gün bekletilir ve bekleyen hamurun kabarması için zaman tanınır. Daha sonra, hamurun içine un eklenerek çoğaltılır ve her gün 1-2 saat yoğrulur. Bu süreç, hamurun mevsimsel sıcaklık ve neme bağlı olarak ortalama 6 ila 8 gün sürer.
Kahkenin lezzetine katkı sağlayan önemli bir unsuru da Tokat'ın Niksar ilçesinde üretilen mahlep oluşturur. Kahke, içerisinde herhangi bir renklendirici, tatlandırıcı veya koruyucu madde bulundurmadığı için tazeliğini 6-8 hafta, rutubetsiz bir ortamda ise 10 aya kadar koruyabilir.
RAMAZAN KAHKESİ
Gaziantep ve çevresinde, Ramazan ayında hala her evde Ramazan kahkesi yapılması geleneği sürdürülüyor. Ancak, kentteki apartman yaşamının yaygınlaşmasıyla birlikte, komşular arasında iftar ve sahurda yemek paylaşma geleneği yavaş yavaş kaybolmaya başladı. Geçmiş yıllarda, özellikle kadınlar sahur vaktinde çiğ köfte yoğurur veya yöresel firik pilavı gibi lezzetler hazırlayarak komşularına dağıtırlardı.
Gaziantep'in geçmişine bakıldığında, sahurda dolaşan Ramazan davulcularının ve eşekleriyle birlikte bahşiş topladıkları da bilinir. Ancak bu gelenek, modern yaşamın getirdiği değişimlerle birlikte zamanla azalmıştır.
BAKLAVA ALAYI
17. yüzyılın sonlarına doğru veya 18. yüzyılın başlarında başlayan gelenek, her Ramazan ayının on beşinci gününde İstanbul'un başkenti olduğu dönemlerde, padişahın hırka-i şerifi ziyaret etmesiyle başlardı. Bu ziyaretin ardından, sarayda özel olarak hazırlanan baklavalar, yeniçeri ve diğer askeri birliklere dağıtılmak üzere gönderilirdi. Baklavalar, her on askere bir sini düşecek şekilde paylaştırılır ve askerler tarafından kışlalara götürülürdü. Bu süreç, görkemli bir törenle gerçekleşir ve "baklava alayı" adı verilen bu etkinlik, Osmanlı halkının büyük ilgisini çekerdi. Halk, bu töreni izlemek için sokaklara dökülür, padişaha ve askerlere sevgi gösterilerinde bulunurdu. Baklava alayı, Osmanlı toplumunun bir araya gelip kaynaşmasını sağlayan önemli etkinliklerden biri olarak kabul edilirdi.