Gaziantep’in kültürel zenginliği yalnızca mutfağı, tarihi yapıları ve geleneksel yaşamıyla sınırlı değil. Şehrin en dikkat çeken değerlerinden biri de kuşaktan kuşağa aktarılan “Antep ağzı” olarak bilinen konuşma biçimi. Günlük yaşamda kullanılan kelimeler, beddualar ve deyimler, halkın sevinçlerini, öfkelerini, iyi dileklerini ve hayata bakışını yansıtarak bir çeşit sözlü kültür hazinesi oluşturuyor.
Yüz yıllar öncesine uzanan Gaziantep tarihinde, halkın diline işlemiş bu ifadeler bugün hâlâ binlerce Antep’li tarafından kullanılmaya devam ediyor. Antep telaffuzu her zaman İstanbul Türkçesine aykırı olmasa da, bazı harflerde değişimler sıkça görülüyor. Bu değişimler kente özgü bir ağız yapısı oluşturuyor.
Gaziantep’te Kullanılan Kelimeler
Antep ağzında günlük konuşmada kullanılan bazı kelimeler, standart Türkçeden farklı telaffuz ediliyor. İşte öne çıkan örnekler:
Bayat: boyat,
Bahane: mahana,
Kurcalamak: kurdalamak,
Çorak: şorak,
Dut ağacı: tut ağacı,
Yemek: yimek,
Ufak: uvak,
Gırtlak: hırtlak,
Değil: del,
Hıyar: hıyar,
Sıpa: sıpa,
Çim: çem,
Jandarma: cenderme,
Kar: gar,
Lezzet: nezzet,
Komşu: konşu,
Nem: lem,
Kova: kuva,
Çözmek: çezmek,
Paytak: maytak,
Kerpeten: kelpeten,
Sikke: zigge,
Şalgam: çelem,
Tırmalamak: cımalamak,
Dokunmak: dohanmak,
Küfe: kufa,
Oklava: oklağa,
Tüy: tüv,
Yüzük: yüssük
Gaziantep Bedduaları
Beddua, bir kişiye veya olaya karşı kötü dilekte bulunmayı ifade eder. Duaların karşıtı olan bu sözler, Gaziantep kültüründe de kalıplaşmış ifadelerle karşımıza çıkar. İşte halk arasında yaygın olan bazı beddualar:
Ayağına kör mıh batasıca.
Kapına kara kilit vurula.
Ayın bayın olasın.
Kepeği kesilesice.
Bedduan başına uğraya.
Oyum oyum oyulasıca da sarmısak gibi soyulasıca.
Ağzına yuyucu parmağı gire.
Yazıma yazılasın.
Yüzüne yüz evin karası sürüle.
Dilenemesiz dilenci olasın.
Delik delik olasın da sarat süzek olasın.
Ağzının buğu tükene.
Gözüne ali mıhı çakıla.
Çenen çekile.
Şiş çakıla.
De get nalet.
Ekmek atlı, sen yayan galasın.
Erim erim eriyesin, sürüm sürüm sürünesin.
Dört gişinin omzunda gedesin.
Allah elimden ala.
Boyun bosun devrile.
Dilini eşşek arısı soka.
Ganın içine aka.
Ayaklarında sıraca çıka.
Dillerin lal ola.
Ulum ulum uluyasın.
Yerin yedi kat altına giresin.
Ciyerin azından gele.
Kepeen kesile.
Gaziantep Deyimleri
Gaziantep’te kullanılan deyimler de halkın mizah anlayışını, yaşam tecrübelerini ve gözlemlerini yansıtır. İşte bazı örnekler:
Acından garnı gurlar, başında nergis parlar
Ağzı kulağına değmiş
Ağrımaz başını ağrıya sokmak
Boynunun kökünü görmek
Cin cücüğü gibi çağırmak
Cömerdin eli mi tutulur
Dağ dayısı davşan emmisi
Dananın gazzığı gopmak
Doğdu guyruk kalmadı goruk
Elden ayrıksı olmak
Elinden gabuklu goz yenmez
Eşeğine gücü yetmez kürtününü döver
İşleyen değirmenin boğazında durmak
Kel gız dezesinin saçıynan övünür
Mart buzağısı gibi bakmak
Ne ölü görmüş ağlamış ne düğün görmüş oynamış
Ağaç yaprağı ile gürler
Ahrazın dilinden sahibi anlar
Arpa ekmeğini yir, şecaatten geri galmaz
Beleş olsun da deve depiği olsun
Bıldır ölmüş bir eşek, gelin bu yıl ağlaşak
Dışı hayhaylı, içi vayvaylı
Elim boş, yüzüm kara
Kazanda bişirir, kapağında yer
Sakalından keser, bıyığına ular
Zibillikte yatar, padişahı düşünde görür
Zengine hatır için, fıkaraya Allah için
Gaziantep’in kendine has kelimeleri, bedduaları ve deyimleri; halkın duygu dünyasını, mizahını ve toplumsal yaşamını yansıtarak kültürel mirasın önemli parçaları arasında yerini almakta. Bu sözler, şehrin sözlü tarihini canlı tutan en özel unsurlar olarak günümüzde de yaşatmaya devam ediyor.