Eyidoğan, “Gaziantep’in içinde bulunduğu bu coğrafyada 7 ve üzeri büyüklükte bir depremin gerçekleşme olasılığı oldukça yüksek” dedi.
Ekonomik yapı büyük risk altında
Eyidoğan, Gaziantep’in yalnızca bölgenin değil, Türkiye’nin de ekonomik lokomotiflerinden biri olduğunu hatırlatarak, olası büyük bir depremin sanayi, ticaret ve lojistik açısından yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini vurguladı. “Sanayi tesisleri, ticaret ağları ve üretim zincirleri bu tür bir afetten ağır hasar görebilir. Bu da yalnızca bölgesel değil, ulusal ölçekte ekonomik istikrara darbe vurabilir” ifadelerini kullandı.
Afet farkındalığı artırılmalı
Bölgedeki nüfus yoğunluğuna ve ekonomik hareketliliğe dikkat çeken Eyidoğan, Gaziantep’in afet hazırlıklarını daha ciddi ele alması gerektiğini belirtti. “Depreme dayanıklı yapılaşma, halkın bilinçlendirilmesi ve afet eğitimleri büyük önem taşıyor. Yerel yönetimler, akademi ve sivil toplum kuruluşları, risklerin azaltılması konusunda daha fazla sorumluluk üstlenmeli” dedi.
Yapı denetimi ve acil planlar şart
Eyidoğan, risk yönetimi için hızlı adımların hayata geçirilmesi gerektiğini ifade ederek şu önerilerde bulundu:
- Yapı denetimlerinin sıkılaştırılması
- Mevcut binaların depreme dayanıklılığının kontrol edilmesi
- Afet bilinci eğitimleri ve tatbikatların artırılması
- Acil durum planlarının gözden geçirilmesi
Özellikle sanayi bölgelerindeki tesislerin ve yoğun nüfuslu yerleşim alanlarının hazırlıklarını hızla tamamlaması gerektiğini vurgulayan Eyidoğan, “Bu tür çalışmalar, olası bir büyük depremde can ve mal kayıplarını en aza indirebilir” dedi.