Gaziantep, tarımın yanı sıra hayvancılık ve süt ürünleriyle de öne çıkan iller arasında yer alıyor.
İpekyolu Kalkınma Ajansı verilerine göre TRC1 bölgesinde (Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır) 2024 yılı itibarıyla küçükbaş hayvan varlığı yaklaşık 1 milyon 283 bin, büyükbaş hayvan varlığı ise 307 bin 570 baş olarak kayıtlara geçti.
Gaziantep özelinde küçükbaş yetiştiricilik kırsal ekonominin ana dinamiklerinden biri olurken, süt ürünleri üretimi de hem yerel tüketimde hem de gastronomi turizmi açısından önemli rol oynuyor.
Küçükbaş Hayvancılık Öne Çıkıyor
Gaziantep kırsalında özellikle koyun ve keçi yetiştiriciliği yaygın olarak sürdürülüyor.
Süt verimi yüksek ırkların tercih edilmesi, üretimde çeşitliliği artırırken, özellikle peynir üretiminde önemli bir kaynak oluşturuyor. Büyükbaş hayvancılık ise kent merkezine yakın bölgelerde daha sınırlı ölçekte yapılıyor.
Süt Ürünlerinde Çeşitlilik ve Talep
Küçükbaş ve büyükbaş hayvancılıktan elde edilen süt, kentte başta peynir olmak üzere yoğurt, kaymak ve tereyağına dönüştürülüyor.
Özellikle koyun sütünden yapılan yöresel peynirler ve Antep kaymağı, hem ev tüketiminde hem de restoran ve turizm sektöründe büyük talep görüyor.
TÜİK verilerine göre Türkiye genelinde 2025’in ilk yarısında süt ürünlerinde üretim artışı yaşanırken, bu eğilim Gaziantep’te de geleneksel ürünler üzerinden karşılığını buluyor.
Ekonomiye Katkı Sağlayan Üretim
Gaziantep’te süt ürünleri üretimi sadece kırsal geçim kaynağı değil, aynı zamanda kentin gastronomi değerlerinin korunmasına da katkı sunuyor.
Yerel üreticiler sütlerini kooperatifler, mandıralar veya doğrudan satış kanallarıyla değerlendirme imkânı buluyor. Ürünler yalnızca kentte değil, Türkiye’nin farklı bölgelerine de ulaştırılıyor.
Üreticilerin Yaşadığı Sorunlar
Bölgedeki hayvancılık işletmeleri zaman zaman yem maliyetlerinin yüksekliği, kuraklık ve pazarlama zorluklarıyla karşı karşıya kalıyor.
Yavuzeli ilçesi gibi kırsal alanlarda yapılan araştırmalar, maddi destek eksikliğinin küçükbaş yetiştiriciliğinde öne çıkan sorunlardan biri olduğunu ortaya koyuyor.
Ayrıca üreticiler, çiğ süt fiyatlarının düşük seyretmesi nedeniyle sürdürülebilirlik konusunda endişelerini dile getiriyor.