Faiz artırımıyla birlikte Perşembe günü Borsa İstanbul'a yönelik artan alım dalgasında yabancı yatırımcıların da etkisinin olması bekleniyor. Ayrıca, CDS'deki düşüş de yabancı finans çevrelerinin olumlu bir tepkisi olarak yorumlanabilir. Seçim sonrasında mevcut sıkı para politikasının devam edeceği yönünde kararlı bir duruş mesajı gelirse, bu da ek bir motivasyon kaynağı olabilir.

TCMB'nin faiz artırım kararı, iç piyasalarda belirgin bir etki oluşturmaya başladı. Mart ayı enflasyon rakamlarının ve yerel seçimlerin beklentileri gözetmeksizin alınan bu hamle, TCMB'nin enflasyonla mücadelede kararlı bir duruş sergileyeceği izlenimini uyandırdı. Faiz artışı, piyasa katılımcıları tarafından olumlu bir adım olarak değerlendirilip iyimserlikle karşılandı. TCMB, Türkiye ekonomisinin temel kurumlarından biri olarak büyük öneme sahiptir ve aldığı kararlar genellikle piyasalar için referans olarak kabul edilir. Bu bağlamda, Perşembe günü alınan kararın da gelecekte piyasaları nasıl etkileyeceği yakından takip edilecektir.

TCMB'nin faiz artışıyla birlikte mevduat ve kredi faizlerinin yükseleceği ve bu durumun reel ekonomiyi yavaşlatacağı öngörülmektedir.
Yüksek faiz, maliyet enflasyonunu besleyerek ekonomiyi soğutma çabalarını zorlaştırabilir.
ABD ve Avrupa'da yüksek faiz politikasının enflasyonu düşürmede etkili olduğu ancak Türkiye'de gıda ve enerji fiyatlarının farklı bir durum oluşturduğu belirtilmektedir.

Faiz artışının piyasalar ve yatırım araçları üzerinde etkili olabileceği ve yatırım tercihlerinin yeniden değerlendirilebileceği ifade edilmektedir.
Yerli yatırımcılar için mevcut faiz oranlarının daha ciddi bir alternatif haline geldiği vurgulanmaktadır.

TCMB'nin faiz artırımlarıyla banka mevduat faiz oranlarının daha da yükseleceği öngörülmektedir. Bu durum, parasal sıkılaşma politikasının bir sonucu olarak ekonomi yönetiminin tercihi olarak değerlendirilmektedir. Yüksek mevduat faizleri, yerli yatırımcıların borsadan uzaklaşmasına veya yeni yatırımcıların borsaya gelme kararlarını ertelemesine neden olabilir. Yüksek faiz sunan mevduat hesapları riskli borsa yatırımlarını geride bırakabilir mi?

Tüm bu gelişmelerin etkilerini zaman içinde göreceğiz. Ancak, bu durumun belirli bir ölçüde etkili olacağını söylemek mümkündür. Özellikle borsanın en önemli rakibinin faiz olduğunu daha önceki yazılarımızda sık sık vurgulamıştık. Benzer analizler ve hesaplamalar, döviz gibi diğer yatırım araçları için de yapılacaktır. Öngörülebilir bir dizi olay olmazsa, yüksek faiz oranlarının döviz piyasasındaki hareketliliği biraz olsun azaltabileceği tahmin edilebilir.

Yabancı yatırımcılar için durum farklı olabilir. Uzun bir süredir yükselen enflasyonla birlikte, TCMB'nin faiz oranlarını 3-5 puan artırması gerektiğine dair yabancı yatırım bankalarından raporlar yayımlanmıştı. Bu tahmin gerçekleşti. Perşembe günü TCMB'nin faiz artırımıyla birlikte Borsa İstanbul'a yönelik artan alım dalgasında, yabancı yatırımcıların payının olması oldukça muhtemeldir. Ayrıca Türkiye'nin risk primindeki (CDS) düşüşü, yabancı finans çevrelerinin olumlu bir tepkisi ve kabulü olarak da yorumlanabilir.

Yüksek faiz oranlarının döviz kurlarını baskı altına alması ve iç piyasalarla dış piyasalar arasında oluşan ciddi faiz farkı, "carry trade" uygulamaları için uygun bir zemin oluşturuyor. Yabancı yatırımcıların seçim sonuçlarını görmek istemeleri ise doğal bir durumdur. Ayrıca, seçim sonrasında mevcut sıkı para politikasının devam edeceğine dair kararlı bir duruş mesajı, yabancı yatırımcıları daha da motive edebilir.

15 Mart ile biten haftada, TCMB verilerine göre hisse senetleri ve tahvil bonolarında yabancı yatırımcıların satışları devam etti. Haftalık satışlar toplamda 226 milyon doları buldu. Yabancı yatırımcılar hisse senetlerinde beş, tahvil bonolarında ise üç haftadır kesintisiz olarak satış yapıyorlar. TCMB'nin faiz artırımı sonrasındaki tutumu daha yakından izlenecek.

Yüksek faiz ortamının ekonomiyi olumsuz etkileyeceği beklentilerine katılıyoruz. Bu durum, Avrupa ekonomilerinde de görüldü; yüksek faizler ekonomik görünümü zayıflattı ve Almanya Merkez Bankası (Bundesbank), ülkede ilk çeyrekte resesyon beklentisini açıkladı. 2023 yılında resesyondan kıl payı kurtulan Almanya için bu önemli bir gelişme. TCMB'nin faiz kararının piyasalar tarafından olumlu karşılanmasına rağmen, Borsa İstanbul'da iyimserlik devam ediyor. Ancak yerel seçimlere yakın bir zamanda olmamız nedeniyle, son işlem haftasında pozisyon ayarlamalarına bağlı olarak dalgalı bir seyir izlenebilir.

Fed’in açıklamalarıyla global borsalarda yükseliş görüldü. ABD’de 10 yıllık tahvil faizi %4.20’ye gerileyerek gevşedi. Dolar güçlenirken Euro zayıfladı, dolar endeksi 104’ün üzerinde işlem gördü ve Euro/dolar paritesi 1.08’e geriledi. Altın ons fiyatı kâr satışlarıyla 2.166 dolara geriledi. Gümüş fiyatları da 26 dolara yaklaştıktan sonra bir miktar gevşedi. Petrol fiyatlarındaki çıkış ivme kaybetti, Brent petrol 85 dolara geriledi. ABD ham petrol stokları, OPEC+ ülkelerinin üretim kesinti kararları, doların değerindeki değişimler ve küresel ekonomi gibi faktörler fiyatlamalarda belirleyici oldu.

Borsada kar satışlarının ardından gelen tepki çıkışı devam ediyor. İlk destekler 9.000 ve 8.700 seviyelerinde görülürken, ilk dirençler 9.250-9.380 ve 9.450 seviyelerinde bulunuyor. Özellikle 9.450 seviyesi, zirve olması açısından önem taşıyor ve çıkışın devamı için bu seviyenin üzerinde kalınması gerekecek. Sonraki dirençler ise 9.600-9.650 noktalarında yer alıyor. Endekste tepki çıkışı devam ederken, direnç seviyelerinde kar satışları görülebilir.