Anayasa Mahkemesi (AYM), milyonlarca memur ve emeklinin maaş zammına yönelik yaptığı itiraz başvurusunu reddetti.

Zam anlaşmazlığı yüksek yargıya taşındı

Kararın dayanağı, hükümet ile memur sendikaları arasında yapılan 2026-2027 toplu sözleşme görüşmeleri oldu. Görüşmelerde uzlaşı sağlanamayınca devreye giren Kamu Hakem Kurulu, memur ve emekliler için maaş artış oranlarını belirlemişti. Ancak belirlenen zam oranlarının hükümetin 2026 yılı için öngördüğü yüzde 20’lik enflasyon hedefinin altında kalması, büyük tepki çekmişti.

Yargıtay 7. Ceza Dairesi Onursal Üyesi Seyfettin Çilesiz, bu farkın “alım gücünü düşüreceği ve yoksullaşmayı artıracağı” gerekçesiyle konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Çilesiz, başvurusunda zam kararının tedbiren durdurulmasını ve ardından iptal edilmesini talep etti. Başvurunun temelinde, adil ücret hakkı ve yaşam standardının korunması ilkeleri yer aldı.

Mahkemeden tartışma yaratan gerekçe

Anayasa Mahkemesi, başvurunun esası hakkında karar vermeden önce tedbir talebini değerlendirdi. Bu tür talepler, dava sonuçlanana kadar geri dönülmez bir zararın oluşmasını engellemeyi amaçlıyor.

Mahkeme, yaptığı incelemede, düşük zam oranlarının doğurabileceği yoksulluğun “kişinin maddi veya manevi varlığı açısından ciddi bir tehlike oluşturmadığı” sonucuna vardı. Bu gerekçeyle tedbir talebi reddedildi.

Kararın bu kısmı, mahkemenin “yoksulluk” kavramına hukuki açıdan nasıl yaklaştığını göstermesi bakımından dikkat çekti. Yüksek Mahkeme’ye göre, maaş artış oranlarının yürürlüğe girmesi “telafisi imkânsız bir zarar” yaratacak nitelikte bir durum değildi.

Milyonlarca kamu çalışanı ve emekli için sonuç değişmedi

AYM’nin tedbir talebini reddetmesiyle birlikte, Kamu Hakem Kurulu’nun belirlediği zam oranlarının uygulanmasının önünde herhangi bir hukuki engel kalmadı. Buna göre, memur ve emeklilerin 2026-2027 yıllarına ait maaş artışları mevcut oranlar üzerinden yapılacak.

Seyfettin Çilesiz’in başvurusunun iptal talebine ilişkin esas incelemesi ise ilerleyen süreçte yapılacak. Ancak tedbir talebinin reddedilmesi, davanın sonucuna ilişkin beklentileri zayıflattı.

Ekonomik verilerle çelişen tablo

Kararın en çok tartışılan yönlerinden biri, hükümetin Orta Vadeli Program (OVP) çerçevesinde belirlediği ekonomik hedeflerle olan fark oldu. OVP’ye göre 2026 yılı için yüzde 20 enflasyon hedefi açıklanırken, memur ve emekliler için öngörülen yüzde 18,8’lik toplam zam bu hedefin altında kaldı.

Ekonomistler, enflasyonun hedefin üzerinde gerçekleşmesi halinde maaşlardaki reel kaybın daha da artacağını vurguluyor. Bu nedenle AYM’nin kararı, hukuki açıdan süreci kapatsa da, alım gücü kaybı ve yoksulluk riski tartışmalarını daha da alevlendirdi.

Uzmanlardan değerlendirme

Ekonomi ve hukuk çevreleri, AYM’nin bu kararının “yoksulluk ve geçim zorluğu” kavramlarına ilişkin önemli bir sınır çizdiğini belirtiyor.
Uzmanlara göre, mahkeme kararında “ekonomik zorlukların” bireyin temel haklarını tehdit eden bir unsur olarak kabul edilmemesi, gelecekte benzer başvuruların seyrini de etkileyebilir.

Kararın ardından, milyonlarca kamu çalışanı ve emekli, 2026 ve 2027 maaş artışlarını Kamu Hakem Kurulu oranlarıyla almaya devam edecek. Ancak ekonomik koşulların zorlu seyri, adil ücret ve yaşam standardı tartışmalarının daha uzun süre gündemde kalacağını gösteriyor.

SÖZCÜ

Editör Hakkında