Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, Merkez Bankası’nın öncelikli amacının dövize yönelişi engellemek ve Türk Lirası’nın değer kaybını durdurmak olduğunu vurguladı.
Siyasal Riskler ve Ekonomiye Etkisi
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptaliyle başlayan süreçle birlikte ülkede siyasal belirsizlik hızla tırmandı. Eğilmez’e göre bu durum, ekonomik risklerin de artmasına yol açtı. Öyle ki, Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS), 17 Nisan 2025’te 251 puandayken, kısa süre içinde 338 seviyesine çıktı.
Artan risk algısı, yerli ve yabancı yatırımcıları Türk Lirası’ndan dövize yönlendirdi ve bu hareket Merkez Bankası rezervlerinde ciddi azalmaya sebep oldu. Swap hariç net rezervler 65,4 milyar dolardan 16,4 milyar dolara kadar düştü.
Döviz Çıkışı ve Yastık Altı Etkisi
Eğilmez, döviz mevduatlarında artış görülse de rezervlerdeki düşüşün beklenen seviyede olmadığını belirtti. Bunun başlıca nedeninin yabancı yatırımcıların dövizlerini yurt dışına taşıması ve yerli yatırımcıların ise dövizlerini piyasadan çekip yastık altına yönlendirmesi olduğunu ifade etti. Bu durumun ekonomideki riskleri daha da derinleştirdiğine dikkat çekti.
Merkez Bankası’ndan TL’yi Korumaya Yönelik Hamleler
Döviz talebini kontrol altına almak isteyen Merkez Bankası, makro ihtiyati tedbirler kapsamında bir dizi yeni uygulamayı devreye aldı. Eğilmez, alınan önlemleri şöyle sıraladı:
Yabancı para mevduatlar için zorunlu karşılık oranları artırıldı.
Tüzel kişilere ait TL mevduat oranı yüzde 60’ın altına düşen bankalara aylık yüzde 0,3 artırma zorunluluğu getirildi.
TL mevduatlar için zorunlu karşılıklara telafi ödemesi yapılacak.
İhracat gelirlerinin Merkez Bankası’na satış oranı Temmuz 2025’e kadar yüzde 35’e çıkarıldı.
İhracat gelirini TL’ye çeviren firmalara 31 Temmuz 2025'e kadar destek sağlanacak.
Faiz Artışı Zorunlu Hale Gelebilir
Mahfi Eğilmez, bu adımların doğal sonucu olarak mevduat faizlerinde artışın kaçınılmaz hale geleceğini belirtti. Artan mevduat faizlerinin kredi faizlerine de yansıyacağını vurgulayan Eğilmez, döviz kaçışını önlemenin sadece ekonomik tedbirlerle mümkün olmayacağını söyledi.
Eğilmez’e göre kalıcı çözüm, Türkiye’nin demokratik hukuk devleti ilkesine ve güçler ayrılığı esasına dayalı bir siyasal yapıya geri dönmesinden geçiyor.