Kurban, İslam dininde imkanları bulunan Müslümanlar için vacip olarak kabul edilen ibadetlerden biridir. Maddi durumu elveren kişilerin kurban ibadetini gerçekleştirmesi gerektiği konusu merak edilmektedir.

Kurban Kesmek Farz mı Vacip mi? Bayram Öncesi Merak Edilenler

Kurban, Müslümanlar için vacip olan ibadetler arasında sayılmaktadır.

Kurban ibadetini yerine getirmekle yükümlü olanların kimler olduğu ise vatandaşlar tarafından öğrenilmek isteniyor. 

Bu doğrultuda, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın konu hakkında paylaştığı açıklamalar araştırılmaktadır.

Kurbanın Anlamı ve İbadetin Mahiyeti
Sözlükte “yaklaşmak” anlamına gelen kurban, dini terim olarak Allah’a yakınlaşmak ve O’nun rızasını kazanmak amacıyla, belirli şartlara sahip hayvanın usulüne uygun şekilde kesilmesini ifade eder (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IX, 452). Kurban bayramında kesilen kurbana udhiyye, hac sırasında kesilen kurbana ise hedy denir.

Akıl sağlığı yerinde, özgür, yerleşik ve dini ölçütlere göre zengin sayılan müminler, ilahi rızayı kazanmak amacıyla kurban keserek hem Allah’a yaklaşırlar hem de maddi durumu yetersiz olanlara destek olurlar (Serahsî, el-Mebsût, XII, 8; İbn Nüceym, el-Bahr, VIII, 197).

Bu ibadetin özünde, Allah’a yakınlık ve toplum yararına fedakârlık yapmak vardır. Kurban, bir Müslümanın tüm varlığını gerektiğinde Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun simgesidir. Çoğu mezhebe göre udhiyye kurbanı kesmek sünnettir (İbn Rüşd, Bidâye, I, 429).

Hanefî mezhebinde ise genel kanaat kurbanın vacip olduğu yönündedir (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 146). Kurban, fıkhî hükmü ne olursa olsun, Müslüman toplulukların dini hayatında önemli bir yere sahip, geleneksel bir ibadettir.

Kurban Kesmek Kimlere Düşer?
Kurban, akli dengesi yerinde, ergenlik çağına gelmiş, dini açıdan zengin sayılan ve yerleşik olan her Müslümanın yerine getirmesi gereken mali bir ibadettir (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 148).

Temel ihtiyaçları ve borçları dışında, 80.18 gram altın veya bunun değerinde mal varlığı bulunan kişilerin kurban kesmeleri gereklidir (Mevsılî, el-İhtiyâr, IV, 252-256; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IX, 452-453).

Kurban yükümlülüğü için gerekli nisab miktarının varlığı durumunda, zekâtın aksine bir yıl beklemek şartı aranmaz.