Gaziantep’in tarih boyunca kültürel zenginliğine katkı sunan geleneksel el sanatları, teknolojik gelişmeler ve değişen yaşam koşullarıyla birlikte yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Özellikle semercilik ve saraçlık gibi meslekler, geçmişte şehir ekonomisinin ve günlük yaşamın önemli bir parçasıyken bugün yalnızca birkaç usta tarafından yaşatılıyor.
Geçmişin İzleri Günümüze Taşınıyor
Süvari takımlarının, at koşumlarının ve eyerlerin üretildiği saraçlık ile semercilik, özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşan toplumlarda vazgeçilmez bir ihtiyaçtı. Gaziantep’in tarihi hanlarında ve çarşılarında bir dönem yüzlerce ustası bulunan bu meslekler, hayvan gücüne dayalı taşımacılığın sona ermesiyle giderek geriledi. Günümüzde ise şehrin bazı köklü ustaları, dükkânlarını sadece nostaljik birer atölye olarak ayakta tutabiliyor.
Teknoloji Karşısında Direniyorlar
Motorlu araçların hayatın her alanına girmesiyle birlikte semercilik ve saraçlığa olan talep neredeyse yok denecek seviyeye indi. Ancak bu meslekler yalnızca işlevsel yönüyle değil, aynı zamanda kültürel mirasın önemli bir parçası olarak da değer taşıyor. Gaziantep’teki ustalar, bu sanatların unutulmaması için çırak yetiştirmekte zorlandıklarını dile getiriyor. Gençlerin ilgi göstermemesi, bu mesleklerin geleceğini tehdit eden en büyük sorunlardan biri.
50 Yılı Aşkın Süredir Semercilik Yapan Son Usta
Adıyaman’ın Gerger ilçesinde yaşayan 80 yaşındaki Şeyhmus Demirci, dedesinden ve babasından devraldığı semercilik mesleğini yarım asrı aşkın süredir sürdürüyor. İlçede bu işi yapan tek usta olan Demirci, küçücük atölyesinde dedesinden kalma el aletleriyle üretime devam ediyor.
Küçük Atölyede Büyük Emek
Yaklaşık 6 metrekarelik dükkânında çalışmalarını sürdüren Demirci, önce semerin ağaç iskeletini hazırlıyor.
Ardından keçeyle kapladığı yapıyı kurumuş kamışlarla dolduruyor. Son aşamada ise deriyi çuvaldız ve iplikle ilmek ilmek işleyerek semeri tamamlıyor. Geleneksel yöntemleri yaşatmaya özen gösteren usta, yaptığı her ürünün el emeği göz nuru olduğunu vurguluyor.
"Mesleğim Miras da, Hatıra da"
Üçüncü kuşak bir semer ustası olduğunu belirten Demirci, dedesinden kalan çekiç, keski ve çuvaldız gibi aletleri hâlâ kullandığını anlattı.
“Dedemin çekiç sesleriyle büyüdüm. Bugün hâlâ aynı takımlarla üretim yapıyorum. Onlar bana hem meslek mirası hem de hatıra” diyen Demirci, mesleğini yaşatmak için tüm zorluklara rağmen çalışmayı sürdürdüğünü ifade etti.
İlgi Azaldı, Usta Sayısı Yok Denecek Kadar Azaldı
Eskiden semerlere yoğun talep olduğunu, günlerce siparişlere yetişemediklerini hatırlatan Demirci, artık işlerin oldukça azaldığını söyledi. Gençlerin mesleğe ilgi göstermediğini belirten usta, “Bugün ilçede bu işi yapan tek kişi kaldım. Buna rağmen ayakta kalmak ve mesleği unutulmaktan kurtarmak için mücadele ediyorum” dedi.
Gaziantep’te Ata Mesleği Ayakta: Saraç Ustası Eyer Dikerek Geleneği Yaşatıyor
Gaziantep’in Nizip ilçesinde yaşayan 44 yaşındaki saraç ustası Hanifi Danaoğlu, dedesinden ve babasından öğrendiği ata mesleğini 37 yıldır sürdürüyor.
Eyer, semer, hamut ve palan gibi saraç ürünlerini el emeğiyle üretmeye devam eden Danaoğlu, Türkiye’nin 81 iline satış yaparak unutulmaya yüz tutmuş mesleğini yaşatmaya çalışıyor.
Tek Usta Kaldı, Üretimi Sürdürüyor
Çocuk yaşta mesleğe adım atan Hanifi Danaoğlu, yıllar önce Nizip’te 20’ye yakın saraç ve semer ustasının bulunduğunu, ancak bugün sadece birkaç ustanın ayakta kaldığını belirtiyor.
Atların tarımda ve günlük hayatta yerini traktörlere ve motorlu araçlara bırakmasıyla birlikte meslek neredeyse tamamen kaybolma noktasına geldi. Danaoğlu, özellikle cirit sporu ve hobi amaçlı at biniciliğinin artmasıyla birlikte sipariş aldığını, 81 ilden müşterilerine eyer ve semer gönderdiğini dile getiriyor.
“Mesleğimiz artık son demlerini yaşıyor. Benden sonra devam ettirecek kimse yok. Bir zamanlar ihtiyaç olan bu ürünler bugün daha çok zevk için kullanılıyor” diyen Danaoğlu, tarım ve hayvancılığın gerilemesiyle işlerin büyük ölçüde azaldığını vurguladı.
Semercilik ve Saraçlık Nedir?
Semercilik, yük ve binek hayvanları için üretilen semerlerin yapımını kapsayan geleneksel bir zanaattır. Semer; eşek, katır, at gibi hayvanların sırtına konulan ve yük taşımalarını kolaylaştıran bir araçtır. Genellikle ahşap, keçe, deri ve bez gibi malzemelerden yapılır. Tarım, köy yaşamı ve nakliyede uzun yıllar boyunca vazgeçilmez olmuştur.
Saraçlık ise daha çok at koşum takımları ve eyer üretimi üzerine yoğunlaşır. Saraç ustaları; eyer, koşum, hamut, üzengi, palan gibi ürünleri deriden işleyerek üretir. Osmanlı döneminde oldukça değerli bir meslek olarak kabul edilen saraçlık, süvarilerin ve kervanların vazgeçilmez zanaatıdır. Günümüzde ise at sporları, binicilik kulüpleri ve geleneksel oyunlar (örneğin cirit) sayesinde varlığını sınırlı ölçüde sürdürebilmektedir.