Geleneksel giysiler Gaziantep’in merkezinden köylerine uzanan geniş coğrafyada kadın ve erkek giysilerindeki ayrıntılar başa bağlanan poşulardan “üç etek” düzenine, erkeklerin aba ve yeleklerinden Barak Türkmenlerinin zengin süslemelerine asırlık estetik anlayışını ve toplumsal kodları yansıtır.
Bu kıyafetler, aynı zamanda Gaziantep’in el sanatları geleneğiyle (kutnu, aba dokumacılığı, yemenicilik, gümüş işlemeciliği) iç içe geçmiş bir kültürel ekosistemin parçasıdır.
Gaziantep yöresinde kadın giysileri genellikle çok katmanlıdır; içli dışlı gömlekler, ceketler, kuşaklar ve başörtüleriyle birlikte kullanılır. “Salmalı gömlek”, “üç etek”, “fermane” ve başa takılan “poşu” gibi öğeler hem işlevsel (örneğin kolların korunması, yaz-kış kullanım) hem de estetik bir dil taşır.
Erkek giysilerinde aba, yelek ve başlık çeşitleri öne çıkar; bu parçalar yerel kumaşlar ve el işçiliğiyle biçimlenir. Araştırmalar, bu giysilerin motif ve biçimlerinin bölgedeki ekonomik hayat, sosyal statü ve mevsimsel ihtiyaçlarla doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor.
Günümüzde korunma çabaları ve sergileme alanları
Gaziantep’te yöresel kıyafetlerin korunması ve tanıtılması için hem resmi kurumlar hem sivil inisiyatifler çalışmalar yürütüyor. Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin müzeleri, kültür merkezleri ile özel folklor dernekleri, özgün giysilerin örneklerini sergiliyor; kimi zaman mankenlerle canlandırmalar yapılarak ziyaretçilere sunuluyor.
Sahinbey ve diğer ilçe kültür merkezlerinde düzenlenen etkinlikler, tekstil atölyeleri ve sergiler aracılığıyla genç kuşaklara aktarım hedefleniyor. Bu çalışmalar, hem kültürel belleğin korunmasına katkı sağlıyor hem de turizm açısından kente farklı bir katma değer sunuyor.
Ekonomi, zanaat ve sürdürülebilirlik
Yöresel kıyafetlerin üretimi, Gaziantep’in geleneksel el sanatları ekosistemine doğrudan bağlıdır. Kutnu dokuma, aba yapımı, yemenicilik ve gümüş işlemeciliği gibi zanaatlar hem giysilerin hammaddesini hem de aksesuarlarını oluşturuyor. Ancak bu zanaatlerin sürdürülebilirliği; genç kuşakların mesleğe yönlendirilmesi, modern pazar talepleriyle uyumlu ürün geliştirilebilmesi ve ekonomik destek mekanizmalarının güçlendirilmesine bağlı. Akademik çalışmalar, yöresel giysilerin ticarileştirilmesi ve markalaştırılmasının hem zanaatkâr gelirlerini artıracağını hem de kültürel mirasın korunmasına katkı sağlayacağını vurguluyor.
Kimlik, törenler ve günlük yaşamdaki yansımalar
Düğünler, bayramlar ve festival günleri Gaziantep’te yöresel kıyafetlerin en görünür olduğu zamanlardır; gelin-damat törenleri, halk oyunları ve yerel kutlamalarda geleneksel giysilerle yapılan sunumlar toplum belleğini tazeler. Bunun yanında kıyafetlerin günlük yaşamda kullanımı azalsa da, özel günlerde ve folklorik etkinliklerde sürekliliği sağlanıyor. Bu durum, kıyafetlerin yalnızca estetik değil aynı zamanda toplumsal hafızayı diri tutan semboller olduğunu gösteriyor.
Karşılaşılan riskler ve geleceğe dair öneriler
Kentleşme, hazır giyim pazarının yaygınlaşması ve genç kuşakların şehir yaşamına adaptasyonu nedeniyle yöresel giysilerin günlük kullanımı azalmış durumda. Bu gerileme, zanaatkârlığın ve özgün tekstil bilgi birikiminin kaybı riski doğuruyor.
Uzmanlar; alan araştırmalarının desteklenmesi, atölye destekleri, okul müfredatına zanaat eğitiminin eklenmesi, yerel müzelerin koleksiyonlarının güçlendirilmesi ve turizmle entegrasyon yoluyla ekonomik teşviklerin artırılmasını öneriyor. Böylece hem kültürel miras korunacak hem de zanaatkârların gelir kaynakları çeşitlenecek.
Gaziantep’in yöresel kıyafetleri, kent kimliğinin renkli bir parçası olarak bugüne ulaştı; şimdi sıra bu mirası koruyup geleceğe taşımakta. Kültürel aktarıma yatırım yapmak, hem geçmişle bağ kurmak hem de Gaziantep’in kültür turizmi potansiyelini güçlendirmek için atılacak en somut adım olarak öne çıkıyor.