Gaziantep, tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış, Anadolu’nun en kadim yerleşim merkezlerinden biri olarak geçmişle bugünü buluşturmaya devam ediyor.

Mezopotamya ve Akdeniz arasında stratejik bir noktada yer alan şehir, binlerce yıldır ticaretin, kültürün ve inancın kesişim noktası oldu. Tarihi İpek Yolu’nun buradan geçmesi, Gaziantep’in ekonomik ve kültürel canlılığını her dönemde korumasını sağladı.

Gaziantep'te Geçmiş Medeniyetler

Gaziantep’in tarihi, Paleolitik (Yontma Taş) ve Neolitik (Cilalı Taş) dönemlere kadar uzanıyor. Dülük (Doliche) ve Sakçagözü çevresinde yapılan arkeolojik kazılarda, taş ve bakır devrine ait yerleşim izleri bulundu.

Bu bulgular, bölgenin Anadolu’nun en eski yerleşim alanlarından biri olduğunu kanıtlıyor.

Gaziantep Adının Kökeni ve Anlamı

Gaziantep’in geçmişteki adı Ayıntap olarak biliniyor. Bu ismin kökeniyle ilgili farklı rivayetler bulunuyor. En yaygın olanına göre “Ayın” pınar, kaynak; “Tap” ise güzel, parlak anlamına geliyor. Bu nedenle “Ayıntap”, “güzel pınar” ya da “bereketli kaynak” anlamına geliyor.

Kurtuluş Savaşı’ndaki kahramanlığının ardından “Gazi” unvanı eklenerek şehir bugünkü adını aldı: Gaziantep.

Bölgede yapılan araştırmalarda Kalkolitik Çağ’a ve Bakır Devri’ne ait kalıntılar, Gaziantep’in tarih sahnesindeki köklü geçmişini gözler önüne seriyor.

Gaziantep'te Hititlerden Bizans’a Uzanan Yolculuk

Gaziantep, M.Ö. 1700’lerde Hititlerin önemli kentlerinden biri haline geldi. Dülük, o dönemde Hititlerin en kutsal dini merkezlerinden biri olarak kabul ediliyordu. Daha sonraki yüzyıllarda şehir; Asur, Med ve Pers imparatorluklarının egemenliği altına girdi.

Büyük İskender’in seferleriyle bölge, Helenistik Dönem’de Seleukoslar yönetimine geçti. Bu dönemde Zeugma Antik Kenti kuruldu ve kısa sürede Roma dönemine kadar uzanacak bir kültür ve ticaret merkezi haline geldi.

Roma İmparatorluğu döneminde (M.Ö. 64 sonrası) şehir büyük bir refah yaşadı. Zeugma’nın dünya çapında tanınan mozaikleri bu dönemin en görkemli izleri olarak günümüze ulaştı. Roma’nın ikiye ayrılmasıyla Gaziantep, Doğu Roma (Bizans) yönetimine geçti ve bölgenin en önemli piskoposluk merkezlerinden biri haline geldi.

İslam’ın Yayılışı ve Gaziantep’in Yeni Dönemi

Gaziantep, M.S. 639 yılında İslam ordularının bölgeyi fethetmesiyle Müslüman kimlik kazandı. Hz. Ömer döneminde gerçekleştirilen fetihle birlikte şehir, İslamiyet’in Anadolu’ya açılan kapısı oldu. Hz. Muhammed’in vahiy kâtibi olan Hz. Ökkeşiye’nin türbesi, bugün Nurdağı ilçesinde kutsal bir ziyaret noktası olarak önemini koruyor. Gaziantep’in simge yapılarından Ömeriye Camii de bu dönemde, fethin sembolü olarak inşa edildi.

Gaziantep'te Selçuklu’dan Osmanlı’ya

1071 Malazgirt Zaferi’nin ardından Gaziantep, Selçuklu egemenliğine geçti. Moğol istilasıyla (1270) tahrip olan şehir, daha sonra Dulkadiroğulları ve Memlükler döneminde yeniden canlandı.

1516 yılında Yavuz Sultan Selim’in Mercidabık Zaferi ile Osmanlı topraklarına katılan Gaziantep, bu dönemde üretim, ticaret ve el sanatlarıyla bölgenin kültürel merkezi haline geldi.

Ünlü seyyah Evliya Çelebi, 17. yüzyılda ziyaret ettiği Gaziantep’te “22 mahalle, 8 bin ev, 100’e yakın cami, medrese, han, hamam ve üstü kapalı çarşı” bulunduğunu yazmıştır.

Milli Mücadele ve “Gazi” Unvanının Doğuşu

I. Dünya Savaşı’nın ardından önce İngilizler, sonra Fransızlar tarafından işgal edilen Gaziantep, Antep Savunması ile Türk Kurtuluş Savaşı tarihine kahramanlık destanı olarak geçti.

8 Şubat 1921’de, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla şehre “Gazi” unvanı verildi. Bu onur, Gaziantep halkının bağımsızlık uğruna gösterdiği direnişin simgesi haline geldi.

Gaziantep Adının Kökeni ve Anlamı

Gaziantep’in geçmişteki adı Ayıntap olarak biliniyor. Bu ismin kökeniyle ilgili farklı rivayetler bulunuyor. En yaygın olanına göre “Ayın” pınar, kaynak; “Tap” ise güzel, parlak anlamına geliyor. Bu nedenle “Ayıntap”, “güzel pınar” ya da “bereketli kaynak” anlamına geliyor.

Kurtuluş Savaşı’ndaki kahramanlığının ardından “Gazi” unvanı eklenerek şehir bugünkü adını aldı: Gaziantep.

Bugün Gaziantep; Paleolitik çağlardan Osmanlı’ya, İslam’dan modern Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar uzanan çok katmanlı tarihiyle, sadece bir şehir değil; bir medeniyetler mozaiğidir. Her taşı, her sokağı, her höyüğü geçmişten bir hikâye anlatan Gaziantep, Anadolu’nun tarihsel hafızasını canlı tutan eşsiz bir kültür mirası olarak varlığını sürdürmektedir.

Editör Hakkında