Gaziantep'te, bu yıl Ramazan ayı geçmişten günümüze uzanan geleneklerle yaşatılmaya devam edildi. Şehir, zengin mutfağı, toplumsal dayanışma kültürü ve kendine özgü gelenekleriyle Ramazan’ı özel kılmaya devam etti.
Ramazan, Gaziantep’te sadece dini bir ay değil, aynı zamanda toplumsal bağların güçlendiği, kültürel değerlerin nesilden nesile aktarıldığı bir dönem olarak öne çıkıyor.
Ancak modern yaşam ve apartman kültürü bazı geleneklerin yavaş yavaş kaybolmasına neden oluyor.
Gaziantep’te Eski Ramazan Gelenekleri Neler?
Him Basmak
Gaziantep’te Ramazan öncesinde uygulanan “him basma” geleneği, şehrin sosyal dayanışmasını ve kültürel zenginliğini gözler önüne seriyor.
Oruç başlamadan önce dostlar bir araya gelir, zengin yemek sofraları hazırlanır ve eski anılar paylaşılır. Him basma sofraları, geleneksel Gaziantep yemekleriyle donatılır, Ramazan’ın manevi atmosferini yaşatır. Bu yıl him basma geleneği her evde gerçekleşemese de bazı evlerde hazırlıklar ve gelecek yıllara dair umut dolu planlar devam ediyor.
Keşkek
Ramazan’ın ilk gününde, şehirde keşkek yapılması önemli bir gelenektir.
Maddi duruma göre Ramazan gerebici ve kahkesi ile birlikte hazırlanan keşkekler, ayın başlangıcını simgeler ve toplumsal paylaşımın önemli bir parçası olur.
Halep Kahkesi
Gaziantep’in Ramazan sofralarının vazgeçilmezlerinden biri olan Halep kahkesi, 1900’lerin başında Suriye’nin Halep kentinden şehre gelmiş ve yerel ustalar tarafından geliştirilmiştir.
Kırık nohut mayasıyla hazırlanan hamur, 2-3 gün boyunca tahta teknelerde bekletilir ve mayalanır.
Mahlep ile tatlandırılan kahke, renklendirici ve koruyucu içermediği için uzun süre taze kalır.
Bu özel lezzet, Ramazan ayında evlerin ve misafir sofralarının baş tacıdır.
Sahurda Çiğ Köfte ve Firik pilavı Geleneği
Gaziantep’te Ramazan ayında her evde çiğ köfte ve firik pilavı yapılırdı. Ancak kentte apartman yaşamının yaygınlaşmasıyla birlikte komşular arasında yemek paylaşma geleneği azalıyor.
Geçmişte sahur vakitlerinde kadınlar çiğ köfte yoğurur veya firik pilavı hazırlar, komşularına dağıtırdı.
Ramazan Davulcuları
Gaziantep’in geçmişinde sahurda dolaşan davulcular, eşekleriyle birlikte mahalleleri gezerek insanları sahura kaldırırdı.
Bahşiş toplamak da bu geleneğin bir parçasıydı.
Modern yaşamın etkisiyle bu gelenek günümüzde azalsa da bazı semtlerde hala yaşatılmaktadır.
Baklava Alayı
17. yüzyıl sonları ve 18. yüzyıl başlarında başlayan “Baklava Alayı”, her Ramazan ayının on beşinci gününde Osmanlı padişahının hırka-i şerifi ziyaretiyle başlardı.
Sarayda hazırlanan baklavalar, yeniçeri ve diğer askeri birliklere dağıtılırdı.
Her on askere bir sini düşecek şekilde paylaştırılan baklavalar, görkemli törenlerle kışlalara ulaştırılır ve halkın büyük ilgisini çekerdi.
Baklava alayı, Osmanlı toplumunda kaynaşmayı ve toplumsal dayanışmayı simgeleyen önemli bir etkinlik olarak kabul edilirdi.
Gaziantep’in Ramazan gelenekleri, hem toplumsal birlikteliğin hem de kültürel mirasın nesilden nesile aktarılmasını sağlayan önemli unsurlardır.
Modern yaşamla birlikte bazı gelenekler kaybolsa da him basma, keşkek, kahke ve baklava alayı gibi ritüeller, şehrin kültürel hafızasında yaşatılmaya devam ediyor.