Kıtaları birbirine bağlayan eşsiz konumu ve sahip olduğu doğal kaynakları sayesinde tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Zeugma Antik Kentinde, tıpkı bir zaman kapsülü gibi, insanlık tarihinden şaşırtıcı ve çok çeşitli parçalar bulunuyor.
Büyük İskender’in generallerinden biri olan Selevkos Nikator tarafından MÖ 300 yılında Fırat Nehri kıyısında kurulan ve sonraları önemli bir Roma kenti haline gelen Zeugma Antik Kenti olarak biliniyor.
Gaziantep’in Nizip ilçesi Belkıs Köyü sınırlarında yer alan Zeugma, sahip olduğu büyüklük, stratejik önemi ve kültürel mirasıyla dünyanın en dikkat çekici antik kentleri arasında yer almakta. Ancak “Zeugma’nın tanrısı kimdir?” sorusunun yanıtı, kentin tarihiyle birlikte şekillendiği gözlemleniyor.
Zeugma’nın Kuruluşu ve Stratejik Önemi
Yaklaşık 20 bin dönümlük bir arazi üzerine kurulan Belkıs/Zeugma Antik Kenti, Fırat’ın geçilebilir en sığ noktasında yer alması nedeniyle askeri ve ticari bakımdan büyük önem taşıdı. 80 bin nüfusuyla döneminin en kalabalık şehirlerinden biri olan kent, zaman içerisinde farklı isimlerle anıldı. Selevkos Nikator, kendi adıyla Fırat Nehri’nin adını birleştirerek buraya “Selevkos Euphrates” adını verdi. MÖ 1. yüzyılda Roma hâkimiyetine giren kent, o dönemden itibaren “köprü, geçit” anlamına gelen ve bugün bilinen adıyla “Zeugma” olarak anılmaya başladı.
Roma İmparatorluğu’nun 4. Skitia Lejyon Garnizonu’nun burada konuşlandırılması ve ticaret faaliyetleri, şehrin kısa sürede büyüyerek dünyanın en önemli merkezlerinden biri haline gelmesini sağladı. Zeugma’nın nüfusu 80 bine ulaştığında, kent Atina ile aynı büyüklükte, Pompei ve Londinium’dan ise kat kat büyüktü.
Akropoldeki Thyke Tapınağı
Hellenistik dönemde Selevkos Nikator zamanında kentte önemli imar faaliyetleri yürütüldü. Bu kapsamda akropolün zirvesine kader tanrıçası Thyke için bir tapınak inşa edildi. Tapınak günümüzde hâlâ toprak altında bulunuyor. Zeugma Antik Kenti, aynı zamanda kendi şehir sikkesini basan Roma kentlerinden biriydi. Bu sikkelerde bir yüzünde Thyke Tapınağı, diğer yüzünde ise Roma’nın gücünü simgeleyen kartal motifi yer aldı.
Zeugma Tanrısı Kim? Zeugma’nın Tanrıları ve Fırat Nehri Efsanesi
“Zeugma’nın tanrısı kimdir?” sorusuna verilecek yanıt, doğrudan kentin adıyla bağlantılı değildir.
Zeugma’ya özgü bir tanrı yoktur, ancak kentin mozaiklerinde öne çıkan tanrı tasvirleri vardır. Bunların en dikkat çekeni Fırat Nehri Tanrısı Euphrates’tir.
Euphrates figürü, 2000 yılında Belkıs/Zeugma Mezarlıküstü mevkiinde yapılan kurtarma kazılarında ortaya çıkarılmıştır. Roma dönemine ait bir villanın havuzlu koridorunda bulunan mozaikte Euphrates, bir divan üzerine hafif yatmış şekilde betimlenmiştir. Dirseğinin altındaki testiden Fırat’ın suları akmakta, suyla buluşan topraktan ise yeşillikler fışkırmaktadır. Sol elinde bir dal tutan tanrı, çıplak gövdesiyle tasvir edilmiştir. Ayak ucunda ise bir ağaç yer almaktadır. Bu sahne, sekizgen sığ havuzun taban mozaiğinde işlenmiştir.
Efsaneye göre Fırat Nehri’ne adını veren Euphrates’in Aksurtas adında bir oğlu vardı. Bir gün annesinin yanında uyuyan oğlunu yabancı bir erkek zannederek öldüren Euphrates, bu acı hatasının farkına varınca kendisini Medos Irmağı’na atarak yaşamına son verdi. O günden sonra Medos Irmağı’nın adı Euphrates yani Fırat olarak anılmaya başlandı.
Zeugma’nın Kültürel Mirası
İlk yıllarında Selevkos Euphrates adıyla bilinen kent, Roma döneminde Zeugma adını aldı. Latince “köprü, geçit” anlamına gelen bu isim, Fırat üzerindeki stratejik konumuyla doğrudan ilişkilidir.
Nehir kıyısında kurulan kentte, bugün Belkıs Tepesi olarak bilinen akropolün tam merkezinde yükselen Thyke Tapınağı ve mozaiklerde işlenen Euphrates figürü, Zeugma’nın dini ve kültürel hayatına ışık tutmaktadır.
Zeugma, yalnızca askeri ve ticari önemiyle değil; tanrı tasvirleri, tapınakları ve mitolojik hikâyeleriyle de tarihin en dikkat çekici antik kentlerinden biri olmayı sürdürmektedir.