Türkiye’de yüksek enflasyon ve artan yaşam maliyetleri, vatandaşın cebindeki parayı her geçen gün daha da değersizleştiriyor.
2009 yılında 5 gram altın alınabilen 200 liralık banknot, bugün pazarda yalnızca dört adet kıvırcık alabiliyor.
Ekonomideki bu sert değer kaybı, hem parasal istikrarsızlığın hem de gelir erimesinin en somut göstergesi olarak öne çıkıyor.
Enflasyon alım gücünü eritti
200 liranın tedavüle girdiği 2009 yılında, bu meblağ “büyük para” olarak görülüyordu. Ancak aradan geçen 16 yılda yaşanan yüksek enflasyon, Türk lirasının satın alma gücünü ciddi ölçüde azalttı.
Resmî verilere göre enflasyon son bir yılda yüzde 70’in üzerinde seyrederken, temel gıda, kira ve ulaşım giderleri çok daha hızlı arttı.
Asgari ücret nefes aldırmıyor
Asgari ücretin 22 bin 104 liraya yükseltilmesine rağmen, vatandaşın yaşam standardı iyileşmedi. Bugün bir asgari ücretli maaşının neredeyse yarısını kiraya ayırmak zorunda kalıyor.
Kalan gelirle mutfak, ulaşım, fatura ve diğer temel ihtiyaçların karşılanması ise giderek zorlaşıyor.
“Büyük para” artık küçük alışverişin karşılığı
Bir dönem maaşların önemli bir kısmını temsil eden 200 lira, artık yalnızca küçük bir alışverişin karşılığı haline geldi.
Pazarda birkaç sebze-meyve almak, bir kafede iki kişilik kahvaltı yapmak ya da bir market sepetini doldurmak bile bu banknotla neredeyse imkânsız hale geldi.
Ekonomistler, 200 liranın alım gücündeki bu dramatik düşüşün, yeni banknot ihtiyacını da gündeme getirdiğini belirtiyor. Paranın reel değerindeki bu kayıp, vatandaşın günlük yaşamında her geçen gün daha fazla hissediliyor.
Kaynak: Sözcü