Mekke zamanında inmiş olan Fatiha suresi yedi ayetten oluşmaktadır. Fatiha “ açmak, başlangıç, sıkıntıyı gidermek, açıklığa kavuşturmak” anlamındaki feth sözcüğünden türemiştir.“ Fâtihatü’l-kitâb” tamlamasının kısaltılmış hali olan Fatiha Suresi;  Kuran-ı Kerimde ilk sayfada yer almasından dolayı ve namazda okunan ilk sure olmasından ötürü bu ismi almıştır. Halk arasında Elham olarak geçmekte olup; Türkçe’deki adı  “Sûretü’l-hamd” tamlamasının kısaltılmış halidir.

Fatiha suresinin yedi ayetten oluştuğuna dair bir birlik bulunmamakla birlikte besmele kısmının sureye dahil edilmesi hususunda da görüş ayrılıkları mevcuttur. Fatiha suresi ilk ayette Allah’a hamd ve övgü belirten bir cümle ile başlar. Bu ayet Kuran-ı Kerimin indirilme sebeplerinden olan Allah’a birlik ifade eden bir cümle ile başlar.  Bu ayeti Allah’ın esirgeyen ve bağışlayan kudreti ve merhametini anlatan ayetler izler. Surede Allah’a övgünün yanı sıra biz insanların yalnız ona kulluk edeceğimizi ifade eden ayetlere de rastlamaktayız. İnsanın yaptığı bu kulluğun bir zorunluluk değil gönüllük esasıyla yapıldığının da kanıtıdır. Böylelikle bu ayet insanın gönüllü olarak yaptığı ibadeti değerli kılmaktadır. 

Fatiha suresinde Allah’tan nelerin isteneceğini aynı zamanda isterken nasıl bir yol izleneceğini ayetlerden anlamak mümkündür. Buna göre isterken izlenen yolda önce kişinin ne isteyeceğini bilmesi sonra da ona gerçekten ihtiyacının olduğunu bildirmesi önemli faktörlerdir. Böylece dua ederken Allah ile arasında hiçbir aracı olmadan direkt olarak iletişim kurmuş olacaktır. Fatiha suresi Allah ile kul arasında bir sözleşme mahiyetinde olan sure Allah ile kul arasındaki ilişkinin önemini ortaya koyacaktır.

Fatiha Suresinin Anlamı

Hamd büyük bir gücü övmektir. Genellikle Allah(c.c) için kullanılmaktadır. Allah bir insanı besleyen, büyüten ve varlığını devam ettiren bir güce sahip olmaktır. Şüphesiz ki bu ayette de Allah’a olan sonsuz bir hamd dan bahsedilmektedir.

Kıyamet gününde ahiret zamanında Rahman sıfatıyla bütün kullarına merhamet eden; yine ahiret gününde Rahim sıfatıyla bütün zulme uğrayan kullarına yaşadıkları haksızlıklar karşısında haklarını onlara vereceğini ifade etmektedir.

Herkesin hakkının hesap gününde verileceğini, zulümlerin de karşılıksız kalmayacağı, tek iradenin o olduğunu anlatmaktadır.

Bu ayet insanların Allah’a verdiği bir sözdür. Allah’a kulluk etmek yalnızca ibadet ile mümkün değildir. Güzel bir ahlak, onun emir ve yasaklarını da uymak oldukça önemlidir.

 Bu ayet diğer dinlerden olanların peygamberlerine yaptıklarından söz etmektedir. Onlar kendilerine gönderilen her peygambere zulüm, işkence etmişlerdir. Onların yolundan eyleme. Bizi peygamber efendimizin (s.a) yolundan eyle anlamı çıkmaktadır.