2009 yılında, sadece 17 yaşındayken hayatını kaybeden Karabulut'un, sevgilisi Cem Garipoğlu tarafından öldürülmesi ülke gündemini uzun süre meşgul etmişti. Garipoğlu, 2014 yılında Silivri Cezaevi'nde intihar ettiği iddia edildi, fakat halk arasında bu iddialar sürekli şüpheyle karşılandı. Yıllar süren spekülasyonlar ve suçlamalar, Karabulut ailesinin, özellikle Cem Garipoğlu'nun gerçekten ölüp ölmediğinin teyit edilmesi için mezarın açılmasını talep etmelerine neden oldu.

Otopsi Görüntülerinin İncelenmesi

Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, Garipoğlu'nun ölümüne ilişkin kuşkuları gidermek adına Adli Tıp Kurumu'ndan otopsi sırasında çekilen fotoğraf ve videoları talep etti. Bilirkişi incelemesi sonrasında, Garipoğlu'nun yüzünün açıkça görüldüğü, ellerindeki morarmaların dikkat çektiği belirtilen görüntüler detaylı bir şekilde değerlendirildi. Bilirkişi, bu görüntüleri temel alarak bir rapor hazırlayıp soruşturma dosyasına ekledi.

Ailenin Talebi ve Yargı Süreci

Karabulut ailesi, avukatları aracılığıyla, fethi kabir işlemi için savcılığa başvuruda bulundu. Aile, mezar açıldığında bedenin Garipoğlu'na ait olmadığının anlaşılması durumunda, sorumluluk sahibi olan herkes hakkında kamu davası açılmasını talep etti. Aile ayrıca, cinayet soruşturmasının başlangıcından itibaren yaşanan eksiklikleri de dile getirdi. Bu durum, savcılığın kararı ile çözümlenecek ve toplumun bu konudaki soru işaretleri giderilecek.

Bu süreç, hem Karabulut ailesi için hem de Türk adalet sistemi için önemli bir sınav niteliğinde. Adalete olan güvenin sarsılmaması ve kamu vicdanının rahatlatılması adına yapılacak olan bu incelemeler, Türkiye'deki yargı sürecinin şeffaflığı ve adaletin işleyişi açısından kritik öneme sahip.