Gaziantep’in en eski sosyal mekânlarından biri olan Tarihi Tahmis Kahvesi, yalnızca bir kahvehane değil; şehrin hafızasında yer etmiş bir kültür durağı. 1638 yılında Türkmen Ağası ve Sancak Beyi Mustafa Ağa tarafından Mevlevihane Tekkesi’ne gelir sağlamak amacıyla inşa edilen bu yapı, yüzyıllar boyunca hem yerel halkın hem de gezginlerin uğrak noktası oldu.

“Tahmis” Ne Demek?

Kahvehaneye adını veren “Tahmis” kelimesi, Osmanlı döneminde “kahvenin dövüldüğü yer” anlamında kullanılıyordu. O dönemlerde kahve, cevizden yapılmış büyük dibeklerde, karataş ya da aynı ağaçtan imal edilen tokmaklarla dövülerek hazırlanıyordu. Bu geleneksel üretim biçimi, Tahmis Kahvesi’nin kültürel kimliğinin temel taşlarından biri olarak kabul ediliyor.

Yangınlar ve Yeniden Doğuş

1901 ve 1903 yıllarında meydana gelen iki büyük yangında Tahmis Kahvesi tamamen yanmış; ancak Mevlevihane’nin şeyhi Feyzullahoğlu Şeyh Mehmet Münip Efendi, kendi imkânlarıyla Buğday Hanı, Tahmis Kahvesi ve 33 dükkânı yeniden inşa ettirerek 1904 yılında Mevlevihane’ye vakfetmiştir. Bu restorasyon, yapının bugünkü mimari karakterini büyük ölçüde belirlemiştir.

4. Murat’ın Kahve Molası

Rivayetlere göre Osmanlı Padişahı 4. Murat, Bağdat Seferi sırasında Gaziantep’e uğramış ve Tahmis Kahvesi’nde kahve içerek dinlenmiştir. Bu anlatı, kahvehanenin tarihî değerini daha da pekiştiren unsurlar arasında yer alıyor.

Bugünkü İşlevi ve Atmosferi

Son restorasyonu 2011 yılında tamamlanan Tahmis Kahvesi, günümüzde hem yerel halkın hem de turistlerin uğrak noktası. “Lokuslu Kahve” ve “Tömbekici Kahvesi” gibi isimlerle de anılan mekânda, geleneksel Türk kahvesi yanında menengiç kahvesi ve dibek kahvesi gibi yöresel tatlar da sunuluyor. İki katlı yapının üst katı genellikle sohbet ve dinlenme alanı olarak kullanılırken, alt katı yoğun ziyaretçi trafiğine ev sahipliği yapıyor.

Şahinbey’de Atıklar Hediyeye Dönüşüyor
Şahinbey’de Atıklar Hediyeye Dönüşüyor
İçeriği Görüntüle

Kültürel Mirasın Yaşayan Temsilcisi

Tahmis Kahvesi, Gaziantep’in UNESCO tarafından gastronomi alanında “Yaratıcı Şehirler Ağı”na dahil edilmesinin ardından, şehrin kültürel tanıtımında daha da önemli bir rol üstlenmeye başladı. Kahvehanede düzenlenen müzik dinletileri, halk hikâyeleri ve sohbet etkinlikleri, mekânı yalnızca bir içecek noktası değil, aynı zamanda kültürel etkileşim alanı hâline getiriyor.

Kaynak: Haber Merkezi