Araf Suresi ve Ashâbü'lA'raf

A'raf Suresi 7/46. ayette , Araf'tan ve burada bulunanlardan söz edilir:
"İki taraf arasında bir hicap vardır. Ve A'raf üzerinde, hepsinin simalarından oluşan kimseler vardır."
Bu ayette geçen Araf, cennetle cehennemi birbirinden ayıran yüksek bir bölge olarak sunuyor. Ayrıca, Hadid Suresi 57/13. Ayet de bu konuya değiniliyor ve Araf'taki konunun ayrıntılarına değiniliyor.

Ashâbü'l-A'raf Kimlerdir?

Ashâbü'lA'raf, Araf'ta bulunan kişiler için kullanılan bir tabirdir. Tefsircilerin bu konuda farklı performansları bulunmaktadır :

İyi ve kötü amelleri eşit olan müminler:
Bu kişilerin başlangıçta cennete veya cehenneme götürülüp bir süre Araf'ta bekler ve sonunda Allah'ın lütfuyla cennete girerler.

Müminlerle kâfirleri tanıyacak olan melekler:
Bu melekler, insanların yüzlerinden tanıyarak ayrımlar yaparlar.

Peygamberler, şehitler ve âlimler:
Cennet ve cehennem ehlini birbirinden ayırarak işlerinde referanslık edecek yüksek şahsiyetlerdir.

Cennete veya cehenneme girmeyi gerektirecek durumda olmayanlar:
Tebliğ duymadan ölenler, küçük yaşta doğmuş çocuklar veya gayri meşru evlilikten doğan çocuklar gibi gruplardır.

Arafta Kalmak Ne Demek?

Günlük hayatta sıklıkla kullanılan "araf", bir arada kalma durumunu ifade eder. Dini açıdan ise:

İyiler ve kötüler sınıfına dahil edilemeyenler,
Günah ve sevapları eşit olanların
Geçici arınma yeri olarak bilinir.
Bu anlamda Araf, hem manevi hem de simgesel bir geçiş bölgesini temsil eder.

Araf, İslamiyet'te cennet ile cehennem arasındaki bir ilişkiyi ifade eder. Ashâbü'lA'raf ise burada bulunan kişiler için kullanılan bir terimdir. Günlük hayatta kalma bu kavram, kararsızlık ve arada kalmışlık anlatmak için mecazi anlamda kullanılmaktadır.

Kaynak: Haber Merkezi