Tarım Alanları Koruma Altında
Araban Ovası, yaklaşık 201.066 dekar tarım alanıyla Gaziantep’in en büyük tarım alanlarından birisi olarak yer alıyor. Bu alan, III. sınıf tarım toprakları arasında yer alırken, bu toprakların korunması, sürdürülebilir tarım için büyük önem taşıyor.
Ancak, son yıllarda bu verimli toprakların imara açılması ve betonlaşması, bölgedeki tarım faaliyetlerini tehdit ediyor. Araban Ziraat Odası Başkanı Hasan Altun, bu durumu şu şekilde değerlendiriyor:
“Araban Ovası, sadece ilçemizin değil, Gaziantep’in de tarımsal üretim merkezidir. Bu verimli toprakların betonlaşması hem üretimi hem de bölge ekonomisini olumsuz etkiler.” İfadelerini kullanıyor.
Sulama Altyapısı Yetersiz
Bölgedeki tarım alanlarının verimliliğini artırmak için sulama altyapısının güçlendirilmesi büyük önem taşıyor. Ancak, mevcut sulama sistemleri yetersiz kalırken ve bu durum, özellikle kurak dönemlerde tarım üretimini olumsuz etkiliyor.
Araban Ovası’nda sulu tarıma geçilmesi için Çat Boğazı Barajı projesi çalışmaları başlatıldı. Bu proje, bölgedeki sulama sorununu çözmeyi ve tarımsal verimliliği artırmayı hedefliyor.
Koruma Önlemleri ve Hukuki Düzenlemeler
Tarım arazilerinin korunması amacıyla, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu Kanunu gibi yasal düzenlemeler yer alıyor. Bu yasalar, tarım arazilerinin izinsiz ve amacı dışında kullanılmasını engellemeyi amaçlıyor.
Ancak, bu yasaların etkin bir şekilde uygulanması ve denetlenmesi için yerel yönetimler ve ilgili kurumların iş birliği içinde çalışması büyük önem taşıyor.
Sonuç ve Öneriler
Araban Ovası, verimli toprakları ve güçlü tarım potansiyeli ile bölgenin önemli bir tarım alanı olarak öne çıkıyor. Ancak, bu toprakların korunması için etkin önlemler alınması şart. Yerel yönetimler, çiftçiler ve ilgili kurumlar arasında iş birliği sağlanarak, tarım arazilerinin korunması ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması gerekmektedir.
Aksi takdirde, Araban Ovası’ndaki verimli toprakların kaybı, sadece bölge ekonomisini değil, ülke genelindeki tarımsal üretimi de olumsuz etkileyecek gibi görünüyor.