27 Ağustos Gaziantep Defin Listesi!
27 Ağustos Gaziantep Defin Listesi!
İçeriği Görüntüle

Gaziantep’te Antep fıstığında fiyat belirsizliği devam ediyor. Piyasalarda bu yılın “yok yılı” olması sebebiyle rekolte düşük kalırken, fiyatlarda da istikrar sağlanamıyor. Hem üreticiler hem de tüketiciler için tablo giderek zorlaşıyor. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Ziraat Yüksek Mühendisi ve Nizip Belediye Meclis Üyesi Cindo Bozkaya, satıcıların “fiyatlar sürekli yükselecek” beklentisiyle ürünlerini piyasaya sürmediğini ifade etti.

Gaziantep Lokantacılar Odası Başkanı Abdulkadir Katmerci, fıstık fiyatlarındaki tabloya tepki göstererek, “Antep boz fıstığı 2.100 oldu, 3.000 olmazsa ayıp olur. Çiftçiyi savunacak ‘Güneydoğu Birlik’i hasretle arıyoruz.” ifadelerini kullandı. Sektör temsilcileri de üretimdeki ciddi düşüşe dikkat çekerek, “Geçen yıla göre üretim onda bire düştü. Yükseliş devam edebilir.” değerlendirmesinde bulundu. Ziraat Yüksek Mühendisi Cindo Bozkaya ise piyasadaki belirsizliği vurgulayarak, “İç fıstık 1.300 ile 2.000 lira arasında ama piyasada net bir fiyat yok. Fiyatların her an değişeceği söyleniyor.” dedi.

Katmerci: Güneydoğu Birlik’i Hasretle Anıyoruz

Gaziantep’te artan fıstık fiyatları hakkında açıklamalarda bulunan Gaziantep Lokantacılar Kebapçılar Pastacılar Tatlıcılar Baklavacılar ve Kafeteryacılar Esnaf ve Sanatkârları Odası Yönetim kurulu Başkanı Abdulkadir Katmerci, “Ha Gayret! Antep boz fıstığı 2.100 oldu 3.000 olmaz ise ayıp olur. Yazık koca memlekette. Çiftçiyi üretici savunacak piyasayı kontrol edecek bir ‘Güneydoğu Birlik’ hasretle anıyoruz ve arıyoruz.” dedi.

Fiyatlarda Belirsizlik Sürüyor

Whatsapp Image 2025 08 27 At 13.00.08

Fiyatların oturmadığını belirten Bozkaya, “Kabuklu kırmızı fıstığın kilosu 600 lira, beyaz kavlak 650 ile 750 lira arasında değişiyor. İç fıstık ise kalitesine göre 1.300 ile 2.000 lira arasında satılıyor. Ancak satıcıların da ifade ettiği gibi piyasada net bir fiyat bulunmuyor. Alışveriş çok sınırlı, neredeyse kimse ürün satmıyor. Fiyatlar oturmadığı için satışlar da gerçekleşmiyor. Satıcılar fiyatların her an değişebileceğini söylüyor. Bu da piyasada ciddi bir dengesizlik yarattığı için üretici de kararsız kalıyor.” Diye konuştu.

Piyasada “Fiyatlar Sürekli Yükselecek” Havası Hakim

Piyasada fiyatlar yükselecek algısının olduğunu söyleyen Bozkaya, “Önceden uygulanan “taban fiyat” sistemi olmadığı için piyasa tamamen komisyoncuların o günkü kararlarına göre şekilleniyor. Komisyoncular bazen üreticiye “bekleyin, ürününüzü satmayın” diyerek fiyatların yükseleceği beklentisini yayabiliyor. Bu nedenle üretici malını elinde tutuyor. Şu anda piyasada “fiyatlar sürekli yükselecek” havası hakim. Bu beklenti yüzünden kimse ürününü satmak istemiyor. Dolayısıyla piyasada istikrar sağlanamıyor. Bir gün söylenen fiyat ertesi gün değişebiliyor.” ifadelerine yer verdi.

Geçen Yılla Kıyaslandığında Tablo Kötüleşti

Çiftçinin durumunu da iyi olmadığını belirten Bozkaya, “Çiftçi açısından durum geçen yılla kıyaslandığında da olumsuz görünüyor. Geçen yıl fiyatlar yeterince iyi değildi. Örneğin bugün 600 lira olan kabuklu kırmızı fıstık geçen sene 200 ile 300 lira arasında satılıyordu. Beyaz kavlak da 200-250 lira bandındaydı. Bu düşük fiyatlar çiftçiye yeterli kazanç sağlamadı. Üstelik artan maliyetler de çiftçiyi zor durumda bırakıyor. Gübre fiyatları İran-İsrail savaşı sonrası hızla yükseldi. Örneğin üre gübresi 21 bin liradan 31 bin liraya çıktı. 20-20 taban gübresi ise 18 bin liradan 22-23 bin lira seviyesine yükseldi.” şeklinde konuştu.

Fıstık 1-3

Yok Yılı ve Don Rekolteyi Vurdu

Bozkaya, “Bu yıl Antep fıstığında rekolte oldukça düşük, çünkü “yok yılı” yaşanıyor. Ancak yalnızca yok yılı değil, aynı zamanda don olayı ve aşırı kuraklık da etkili oldu. Bu nedenle gelecek yıl da rekoltenin düşük olması bekleniyor. Çünkü bir sonraki senenin ürününü gösteren “kara göz” şu anda ağaçlarda yok. Sulanmayan bölgelerde Antep fıstığı ağaçları çok kötü durumda; ağaçlar hızla kurumaya başladı. Suyu olan üreticiler ise arazilerini bir şekilde kurtarmaya çalışıyor. Bu yüzden bölgede sıkça kullanılan “Fırat akar, Barak bakar” sözü çiftçilerin içinde bulunduğu tabloyu özetliyor. Yanı başından Fırat Nehri akarken, üretici sulama yapamıyor. Devletin yıllardır gündemde tuttuğu T2 sulama projelerinin hayata geçirileceği söyleniyor ancak bu henüz gerçekleşmedi. Yer altı su kaynaklarının azalması da durumu daha zor hale getiriyor. Nizip bölgesinde yeni sondaj kuyusu açılması 2025 Ocak ayından itibaren yasaklandı. Bu karar, yer altı su kaynaklarını korumak için doğru bir adım olsa da, mevcut ağaçların nasıl kurtarılacağı sorusunu gündeme getiriyor. Tarımsal sulamada ciddi bir sıkıntı yaşanıyor.” diye konuştu.

Kuraklık Sürerse Fıstık Ağaçlarının Yarısı Kuruyabilir

Böyle devam ederse Antep fıstığı ağaçlarının yarısı kuruyacağını belirten Bozkaya, “Antep fıstığındaki tabloya bakıldığında, bu yıl yok yılı olduğu için rekolte düşük, ama önümüzdeki yıl da aynı durumun yaşanması bekleniyor. Önümüzdeki sene de yok yıl olacak. Çünkü ağaçlar kendini kurtarma peşinde. Bu gidişle, eğer kuraklık bu şekilde devam ederse Antep fıstığı ağaçlarının yarısı kuruyacaktır.” dedi.

Çiftçi ve Tüketici Zor Durumda

Fıstık-16

Çiftçinin durumunun parlak olmadığını belirten Bozkaya, “Önümüzdeki yıl için de tablo pek iç açıcı değil. Kuraklık nedeniyle ağaçların yeterince gelişmediği belirtiliyor. Gelecek yılın mahsulünü gösteren “karagöz” dediğimiz, fıstığın habercisi olan belirtiler bu yıl ortaya çıkmadı. Bu da bir sonraki yılın mahsulünün olmayacağına işaret ediyor. Durumu iyi olan bazı çiftçiler, geçen yıldan kalan fıstıklarını ambarlarda bekletmeye devam ediyor. Ancak çoğu çiftçi aynı durumda değil. Çoğu, işçi parasını, gübre ve ilaç masrafını karşılamak için ürününü hemen satmak zorunda kalıyor. Bu şartlar altında çiftçinin durumu pek parlak görünmezken, en çok kazanç sağlayanlar ise depolarda mal tutan komisyoncular oluyor.

Tablo oldukça zorlayıcı. Mahsul olmasa da çiftçi ağaçlarına bakmak zorunda. Ancak bu bakım büyük bir külfet. Çünkü işçi giderleri, gübre ve ilaç maliyetleri hızla artıyor. Çiftçi ağaçlarına bakmazsa ağaçlar gelişmeyecek ve mahsul alamayacak. Bakarak masraf yaparsa da karşılığını alamıyor. Bu yüzden pek çok üretici, gelecek yıl elinde ürün olmayacağını bilerek, ağaçlarına gerekli ilgiyi gösteremeyecek. Sonuç olarak, hem çiftçiler hem de tüketiciler açısından sıkıntılı bir süreç kapıda. Çiftçiler yükselen maliyetler ve düşen rekolte nedeniyle zorlanırken, tüketiciler de artan fiyatlarla karşı karşıya kalacak.” ifadelerine yer verdi.

Fıstık Fiyatlarındaki Yükseliş Devam Edebilir

Fıstık fiyatlarındaki artışa dikkat çeken sektör temsilcisi, "Bu sene de rekoltenin düşük olmasından dolayı fiyatlarda artış yaşandı. Yükseliş devam eder mi? Edebilir. Taleple alakalı aslında. Geçen yıla göre mahsul yaklaşık yüzde 10 seviyesinde görünüyor. Geçen seneye göre üretim yaklaşık onda bire düşmüş durumda. Örneğin, geçen yıl piyasaya 1000 ton ürün giriyorsa bu yıl 100 ton civarında ürün geliyor. Gelen mallara bakıldığında da bu rekoltenin düşük olduğu ortaya çıkıyor. Bu sebepten dolayı prim yapmış oldu. Şu anda piyasaya yaklaşık 2 bin TL’ye gidiyor. Ancak bu ürün “kuş boku” denilen kabuklu değil, iç fıstık. Sezonun daha başında bu tablo ortaya çıktığı için ilerleyen dönemlerde sıkıntıların artabileceği düşünülüyor." İfadelerine yer verdi.

Fiyatlardaki Artış Beklentinin Üzerinde

Sektör temsilcisi, fiyatlardaki artışın beklentilerin üzerinde gerçekleştiğini belirterek, "Beklentiler, fiyatların 100-150 lira daha düşük seviyede kalması yönündeydi ancak artış beklenenden fazla oldu. Bundan sonra daha da yükselir mi? Yükselebilir. Biz de esnaf da bu durumdan memnun değil ama yapabilecek bir şey yok maalesef." diye konuştu.

Fıstık 1-1

Esnafın Çoğu Yükselişten Rahatsız

Fiyatlardaki artışın esnafı olumsuz etkilediğini vurgulayan Sektör temsilcisi, "Rekoltenin düşük olması nedeniyle fiyatlarda artış yaşandı. Bu durum bazı kötü niyetli insanların durumu kullanırken, esnafın çoğunluğu yükselişten rahatsız oldu. Çünkü esnaf kilosunu koruyamıyor. Örneğin, 10 ton sermayesi olan bir esnafın bugün sermayesi 5-6 torbaya düşmüş durumda. Kazanç aynı kaldığı için esnaf aslında bu yükselişten fayda sağlayamıyor. Fiyatlara müdahale etme imkânı olmadığı için de talep geldiğinde satış yapmak zorunda kalınıyor." şeklinde konuştu.

Karagözler Tam Açılsaydı Fiyatlar Bu Kadar Yükselmezdi

Sektör temsilcisi, iklim koşullarının rekolteyi düşürdüğünü ifade ederek, "Normal şartlarda fıstıkta bir yıl var yılı, bir yıl yok yılı olur. Yani geçen sene rekoltenin yüksek olduğu için bu sene fıstığın az olması normal. Ancak seneye var yılı olması gerekirken aşırı sıcaklar ve yağışların olmamasından dolayı karagözlerin açmaması nedeniyle beklenenin çok altında rekolte bekleniyor. Normal şartlarda yüzde 100 olması gereken rekolte, yüzde 50-60 seviyesinde görünüyor. Eğer karagözler tam açılsaydı fiyatlar bu kadar yükselmeyecekti." açıklamasında bulundu.

Boz Antep Fıstığı (1)

Aynı Ürünü Daha Pahalıya Satan var

Baklava fiyatlarındaki dengesizliğe de dikkat çeken Sektör temsilcisi, "Esnaf, baklavacılardaki fiyat dengesizliğine de dikkat çekiyor. 1 kilo baklavanın maliyeti 120 lirayı geçmesine rağmen bazı işletmeler 800-1000 liraya satış yapıyor. Buna rağmen aynı kalitede ürünü çok daha pahalıya satanlar da var." İfadelerine yer verdi.

İthal Fıstığa Karşıyız

İthalat tartışmalarına da değinen Sektör Temsilcisi, "İthal fıstık gelse önüne geçilebilir ancak biz ithale karşıyız. Çünkü ithalat çiftçiyi olumsuz etkileyebilir. Biz çiftçinin yanında olmak zorundayız. Bazı kesimler ithalat yapılmasını isterken, esnaf ve üreticiler buna karşı çıkıyor. Çünkü ithalat çiftçiyi olumsuz etkileyebilir." dedi.

Kaynak: Fatma Gültekin