Mondros Mütarekesi’nin ardından Gaziantep, önce İngilizlerin, ardından 1919 yılında Fransızların işgaline uğradı. Fransız birlikleri, bölgede Ermeni lejyonlarını da kullanarak şehir üzerindeki baskıyı artırdı. İşgal, sadece askeri bir kontrol değil; halkın günlük yaşamını doğrudan etkileyen sert uygulamaları da beraberinde getirdi. Evler basıldı, yollar tutuldu, şehir adım adım abluka altına alındı.

Düzenli Ordu Yok, Halk Var

Gaziantep savunmasının en dikkat çekici yönü, düzenli bir ordunun bulunmamasıydı. Direniş tamamen halkın iradesiyle yürütüldü. Silah ve cephane son derece sınırlıydı; çoğu zaman eski tüfekler, birkaç mermi ve el yapımı düzeneklerle mücadele edildi. Erkekler cephede savaşırken, kadınlar ve çocuklar cephe gerisinde cephane taşıdı, yaralıların bakımını üstlendi. Şehirde neredeyse herkes direnişin bir parçası hâline geldi.

Aylar Süren Kuşatma ve Açlık

Fransız kuvvetleri tarafından kuşatma altına alınan şehir, uzun süre dış dünyayla bağlantısını kaybetti. Gıda ve su kaynakları hızla tükendi. Ekmek bulunamaz hâle geldi, halk hayatta kalabilmek için ot, kepek ve un artıklarından yapılan yiyeceklerle beslenmek zorunda kaldı. Açlık, en az silahlar kadar büyük bir tehdit hâline geldi.

Salgın Hastalıklar ve Kışın Zorlukları

Gaziantep Tarihine İz Bırakan Atatürk Anıtı
Gaziantep Tarihine İz Bırakan Atatürk Anıtı
İçeriği Görüntüle

Yetersiz beslenme ve temiz suya erişimin zorlaşması, salgın hastalıkların yayılmasına neden oldu. Özellikle çocuklar ve yaşlılar bu dönemde büyük kayıplar verdi. Üstelik direniş, sert kış şartlarında devam etti. Soğuk hava, hem cephede savaşanları hem de sivil halkı derinden etkiledi. Tüm bu olumsuzluklara rağmen şehirde teslim olma düşüncesi kabul görmedi.

Gaziantep’te savunma, sokak sokak, mahalle mahalle örgütlendi. Evler adeta birer karargâh ve siper hâline geldi. Şahin Bey, Karayılan ve Şehitkamil gibi direniş önderleri, halkın moralini yüksek tutarak mücadeleyi yönlendirdi. Bu isimler, yalnızca askeri değil, manevi liderlikleriyle de direnişin sembolü oldu.

Ağır Bedeller, Büyük Bir Miras

Aylar süren mücadele sonunda binlerce sivil hayatını kaybetti, şehir büyük ölçüde yıkıma uğradı. Ancak Gaziantep, işgal güçlerine karşı gösterdiği kararlılıkla Türk Kurtuluş Savaşı’nın en önemli direniş merkezlerinden biri olarak tarihe geçti. Bu eşsiz mücadele nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisi, 1921 yılında şehre “Gazi” unvanını verdi.

Gaziantep’in Kurtuluş Savaşı’ndaki direnişi, yokluk içinde verilen bir bağımsızlık mücadelesinin, halkın birlik ve inançla neleri başarabileceğinin en somut örneklerinden biri olarak bugün hâlâ hafızalardaki yerini koruyor.

Kaynak: haber merkezi